Friday, October 20, 2006

DİNLENİLME HAKKI

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

KAMU HUKUKU

ANA BİLİM DALI

CEZA VE CEZA USULÜ HUKUKU

BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

DİNLENİLME HAKKI

HAZIRLAYAN

Esra HONDU

20031655

DERS: YÖNETİMDE DEMOKRASİ

ÖĞRETİM ÜYESİ: Prof. Dr. Bahtiyar AKYILMAZ

ARALIK-2005

ANKARA


İNCELEME PLANI

I. TANIM

II. KAPSAM

III. İSTİSNALAR

IV. TÜRKİYEDEKİ DURUM

V. SONUÇ

I. TANIM

Dinlenilme hakkı, idari makamın idari işlemin yapılmasından önce işlem için önemli olacak hususlarla ilgili olarak, o idari işlemden etkilenecek kişilere, görüşünü açıklama fırsatı vermesi yükümlülüğünü ifade etmektedir[1]. Bu çerçevede ilgiliye idari işlem sürecinde belge ve kanıt öne sürebilme ve bunları tartışabilme hakkı verilir[2].

Dinlenilme hakkına, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “Bireyin Yönetsel İşlemler Karşısında Korunması” başlıklı 28 Eylül 1977 tarih ve 77/31 sayılı kararında yer verilmiştir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin sözü edilen kararında beş temel ilke tespit edilmiştir. Bu ilkeler;

- Dinlenilme hakkı

- Bilgi kaynaklarından faydalanma hakkı

- Hukuki yardım ve temsil

- İdari işlemlerin gerekçeli olması

- İşleme karşı başvuru yollarının gösterilmesi

ilkeleridir. Sözü edilen karara göre “Haklarını, özgürlüklerini ya da yararlarını zedeler nitelikteki her yönetsel işleme karşı ilgilinin olay ve delilleri öne sürme ve gerektiğinde kanıt araçları sunma hakkı vardır. Bunlar yönetimce göz önünde bulundurulur.”[3] Avrupa Konseyi söz konusu beş temel ilkenin üye devletlerin idari usul düzenlemelerinde dikkate alınmasını tavsiye etmiştir[4].

Bunun yanı sıra dinlenilme hakkı, AB Anayasası’nın bir parçası olan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nda da yer almaktadır[5]. AB Anayasası’nın ikinci bölümünde yer alan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 41. maddesinde iyi yönetim hakkından[6] bahsedilmiştir. Bu çerçevede herkes, işlerinin Birlik kurum, teşkilat ve dairelerinde makul bir sürede, tarafsız ve adil biçimde yapılması hakkına sahiptir. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartında iyi yönetimi sağlayacak hususlardan birisinin, idare tarafından kendisini etkileyecek bireysel tasarrufların yapılmasından önce bireye dinlenilme hakkının tanınması olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü gibi dinlenilme hakkı iyi yönetimin gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir unsurudur.

İdari usul kurallarını ister bağımsız olarak isterse yargılama usulü ile birlikte düzenlemiş olsunlar Avrupa ülkelerinin pek çoğunda dinlenilme hakkı önemli bir usul ilkesi olarak tanınmıştır. Bu çerçevede Almanya’da, İsviçre’de[7], İspanya’da, Fransa’da ve Avusturya’da dinlenilme hakkının tanındığını söyleyebiliriz[8].

II. KAPSAM

Dinlenilme hakkının her konuda ve her olayda uygulanması mümkün değildir. Bu hak kural olarak, idarenin yapacağı işlemlere ve alacağı kararlara ilişkin önemli olaylar bakımından tanınmaktadır. Yoksa her idari işlem öncesinde söz konusu hakkın kullanılacağının düşünülmesi halinde idari usulde zamanında ve etkin biçimde işlem yapma kuvveti aksayabilecektir. Öte yandan, dinlenilme hakkının ancak belirli durum ve işlemler için tanınması durumunda da, bu durum ve işlemlerin neler olduğu sorunu gündeme gelmektedir. Avrupa Konseyi’nin 1977 tarihli kararında kişilerin haklarını, özgürlüklerini ya da yararlarını zedeler nitelikteki idari işlemler hakkında uygulanacağı ifade edilmiştir. Fakat kararda “katılanın haklarını zedeler” nitelikteki işlemlerden ne anlaşılması gerektiği açık değildir. Bunun yanı sıra söz konusu kararda, idari işlemin ilgilinin dilekçesi üzerine ve talebi tamamıyla karşılanma amacıyla yapılması halinde de dinlenilme hakkının tanınmasının gerekli olmadığı belirtilmiştir[9].

Dinlenilme hakkı herkese tanınmış bir hak değildir. Bu hak, ancak yapılacak idari işlemden etkilenmesi mümkün kişilere tanınmıştır. İlgilisine dinlenilme hakkının verileceği işlemler bireysel idari işlemler, diğer bir deyişle idari kararlardır[10]. Bireysel idari işlemler kişisel ve özel durumlara ilişkin olan idari işlemlerdir. Bu tür işlemler ismen belirlenen bir veya birden çok kişiye ilişkindir[11]. Bu işlemler ilgilinin hakları özgürlükleri ve yararları üzerinde doğrudan sonuç doğurduğundan[12] dinlenilme hakkı da bu işlemler için tanınır. Örneğin, bir memurun görev yerinin değiştirilmesine ilişkin işlemler veya bir öğrencinin yatay geçiş başvurusuna ilişkin olarak yapılacak işlemler.

İlgilinin dinlenilme hakkını kullanabilmesi için öncelikle bu hakkın varlığından haberdar olması gerekir[13]. Bu nedenle idarenin dinlenilme hakkı ve söz konusu hakkın ilişkin olduğu olay ve vakıaları ilgiliye bildirmesi gerekmektedir[14]. Bu açıdan idareye bildirim yükümlülüğü getirilmiş olup söz konusu bildirimin makul bir süre önceden yapılması gerekmektedir. Bu bilgilendirme ile birlikte ilgiliye hakkını kullanabilmesi için makul bir süre verilmelidir[15].

Dinlenilme hakkı iyi yönetim kurallarıyla[16] ve kişi hak ve özgürlükleri ile bağdaşır nitelikte olmalıdır. Ayrıca kamu yararını (kamu düzeni, kamu sağlığı ve devlet güvenliği) ve üçüncü kişilerin yararlarını zedeleyici sonuçlar vermemelidir[17]. Örneğin, dinlenilme hakkının kullanımı ile üçüncü kişilerin sır niteliğindeki bilgilerinin açığa çıkarılmaması gerekir. İlgiliye verilen kendini ifade etme şartı uygun ve talep edilebilir olmalıdır. Örneğin kişinin özel hayatına ilişkin hususlarda dinlenilme hakkının kullanılması söz konusu ise görüşmenin buna uygun bir ortamda ve özel hayata saygı kuralları çerçevesinde yapılması gerekmektedir.

İlgiliye olaylara ilişkin açıklama yapma fırsatı verilmesi şahsın hukuki soruna yönelik açıklama getirmesine engel değildir. Böylece idare, hukuki soruna daha da vakıf olabilecek ve işlem tesis ederken ilgilinin hukuki düşüncelerini işlemin gerekçesine yansıtmak ya da yapacağı işlemin gerekçesinde ilgilinin görüşlerinin aksi yöndeki hususları kuvvetli kanıtlara dayandırmak imkanını elde edebilecektir.

İdarenin dinlenilme hakkı ile ilgiliden aldığı açıklamaları kaydederek saklaması ve yapacağı işlemde bu hususları değerlendirerek kararın gerekçesinde de bu hususlardan yaralanması gerekmektedir.

Mevzuatta idari yaptırımların uygulamasından önce ilgilinin duruma ilişkin açıklamalarının dinlenmesi yönünde düzenlemeler vardır. Çeşitli kanunlarda idari para cezası tesisinden önce ilgiliye savunma hakkı verileceği (örneğin Sermaye Piyasası Kanunu md. 47/A) yönünde hükümler vardır. Yine kamu görevlileri hakkında tesis edilecek disiplin cezaları öncesinde de ilgiliye savunma hakkı verilmek zorundadır (Devlet Memurları Kanunu md. 130). Bu durumlarda verilen savunma hakkı dinlenilme hakkından farklıdır. Bu açıdan savunma hakkına ilişkin kanuni düzenlemeleri dinlenilme hakkı ile karıştırmamak gerekir. Henüz hukukumuzda dinlenilme hakkına ilişkin bir kanuni düzenleme yer almamaktadır. Bu açıdan savunma hakkının dinlenilme hakkından daha dar kapsamlı olduğunu söyleyebiliriz. Dinlenilme hakkında ilgilinin idarenin yanlış işlem yapmasını önlemek için idari işlemin yapım sürecine iradi olarak katılımı söz konusudur. Oysa savunma hakkında kişi açıklama yapmaya zorlanmaktadır. Kişiye yapılan bildirim ile savunma hakkını kullanabileceği süre belirtilir ve bu süre içerisinde hakkın kullanılmaması halinde savunma hakkından feragat edildiği düşünülür. Bu bakımdan savunma hakkına katılım ilgilinin iradesi dışında gelişmektedir.

III. İSTİSNALAR

Dinlenilme hakkının tanınması konusunda idarenin takdir yetkisi bulunmaktadır. Söz konusu takdir yetkisi kapsamında bazı durumlarda ilgiliye dinlenilme hakkının verilmemesi söz konusu olabilmektedir. İlgiliye hakkın kullandırılmaması idari makamın alacağı bir karar ile olur. Bu kararda hakkın kullandırılmamasının gerekçeleri de belirtilmelidir. Şüphesiz idarenin söz konusu takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde kullanması ve keyfi gerekçelerle hakkın kullanımını engellemekten kaçınması gerekmektedir. Bu çerçevede dinlenilme hakkının istisnaları şunlardır:

· Somut olayın şartlarının gerekli kıldığı ya da hakkın kullanımının idari makamın görevini usulüne göre yerine getirmesini engellediği hallerde ilgiliye dinlenilme hakkı verilmeyebilir. Aynı şekilde dinlenilme hakkının tanınmasının devletin güvenliğini ve kamu yararını tehlikeye düşürmesi halinde de idare tarafından dinlenilme hakkının kullandırılmasından vazgeçilebilir.[18]

· İdari işlemin yapılış sürecinde kararın alınmasındaki gecikme tehlikeye yol açacaksa veya kamu yararı gereği gecikmeksizin karar alınması gerekiyorsa dinlenilme hakkından vazgeçilebilir. Bu durumda geçici bir idari işlem yapılması daha sonra ilgiliye dinlenilme hakkının kullandırılarak kesin kararın alınması uygun olur[19].

· Dinlenilme hakkının yapılacak idari işlemin yürütülmesini engelleyici nitelikte olması halinde bu haktan vazgeçilebilir[20].

· İdari işlemin yapılması için idareye belli bir süre verilen durumlarda dinlenilme hakkının kullanılması idari işlemin süresi içinde yapılmasını engelliyorsa dinlenilme hakkının kullandırılmasından vazgeçilebilir. Örneğin hak kapsamındaki ifadesinin sözlü olarak alınacağı durumlarda ilgilinin yurtdışında bulunması nedeniyle Türkiye’ye gelememesi veya uzun süreli bir tedavi nedeniyle hastanede bulunması halinde, idari işlemin tespit edilen süre içerisinde yapılması gerekeceğinden dinlenilme hakkından vazgeçilebilir.

· İlgililer idari işlemin yapılış sürecinde işlem dosyasını inceleyerek, araştırma soruşturma ve delillerin tespiti aşamalarına katılmışlarsa, idari işlemin esaslarına ilişkin olarak bilgi sahibi olduklarından ayrıca dinlenmelerine gerek yoktur[21].

· İdare birden fazla kişiye yönelik olarak geniş kapsamlı bir işlem tesis etmek istiyorsa, ilgililerin fazla olması nedeniyle dinlenilme hakkından vazgeçebilir. Fakat yeterli personel teçhizat ve yer mevcut ise idarenin takdir yetkisini hakkın kullanılmasından yana kullanması uygun olur[22].

IV. TÜRKİYEDEKİ DURUM

İdari usul kurallarının henüz hukuki düzenlemeye tabi tutulmamış olması nedeniyle ülkemizde idari işlemin yapılış sürecinde ilgililere dinlenilme hakkı tanınmamaktadır. Fakat, bu çerçevede hazırlanan Genel İdari Usul Kanunu Tasarısı[23] üzerindeki çalışmalar devam etmektedir[24]. Tasarının 25, 26 ve 27. maddelerinde dinlenilme hakkı ile kullanılmasına ve bu çerçevede tanık ve bilirkişi dinlenilmesine ve hakkın sözlü olarak kullanılması durumunda yapılacak görüşme toplantısına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Söz konusu hükümler Tasarı’nın “İdari İşlemlerin Hazırlanması” başlıklı Dördüncü Bölümü içerisinde yer almaktadır.

“Dinlenilme hakkı ve kullanılması

Madde 25- Dinlenilme hakkı, ilgililerin, bir idarî işlemin yapılmasından önce haklarını, özgürlüklerini ya da hukukî yararlarını savunmak üzere kendi tercihleri doğrultusunda yazılı veya idarece düzenlenecek görüşme toplantısında sözlü açıklama yapmalarını, tanık dinletebilmelerini, idareye her türlü bilgi ve belge sunmalarını, bilirkişi incelemesi yapılması isteğinde bulunmalarını kapsar.

23 üncü maddeye göre inceleme, araştırma ve soruşturma yapılacak olaylarda, bu olaylarla ilgili yapılan başvurularda, bu Kanunda sayılan idarî yaptırımların uygulanmasında, idarece ilgililere dinlenilme hakkı tanınması zorunludur.

Yukarıdaki fıkra dışında kalan hâllerde ise idare, idarî işlemden önce ilgililere dinlenilme hakkı tanıyıp tanımama konusunda takdir yetkisine sahiptir. Her kamu kuruluşu, kamu düzeni ve kamu yararını, idarî işlemlerde ivediliği değerlendirmek suretiyle bu Kanundaki zorunluluklar dışında hangi tür idarî işlemlerde ilgililere dinlenilme hakkı tanınabileceğini çıkaracağı yönetmelikle düzenler.

Dinlenilme hakkına sahip ilgililere, idarece, en az yedi gün önceden yazılı bildirimde bulunulup yapılmak istenilen işlemin konusu, maddî ve hukukî dayanakları, bu hakkı yazılı ya da sözlü olarak kullanabileceği, sözlü olarak kullanmak istiyorsa yapılacak görüşme toplantısının yeri, tarihi ve saati açıklanır.

Tanık ve bilirkişi

Madde 26- Dinlenilme hakkının kullanılması ve görüşme toplantısının yapılması sırasında tanık dinlenilebilir, bilirkişiye başvurulabilir. İlgililer tanık ve bilirkişi dinleme sırasında hazır bulunabilirler, konuyla ilgili soru sorabilirler. Bu amaçla idare, ilgililere tanık ve bilirkişinin dinleneceği görüşme toplantılarının yer, tarih ve saatini, en az yedi gün önceden yazılı olarak bildirir.

İlgililerin dinletmek istedikleri tanıkların sayısı, gerekli görülmesi hâlinde gerekçe gösterilmek suretiyle idarece sınırlandırılabilir. İlgililerin bilirkişi incelemesi yapılması istekleri, idarece gerekli bulunması hâlinde ve inceleme giderlerinin ilgililerce karşılanması koşuluyla kabul edilir. Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapor, bağlayıcı olmayıp, idarece değerlendirmeye tâbi tutulur.

Görüşme toplantısı

Madde 27- Görüşme toplantısı, gerekli tanık ve bilirkişiler ile ilgililerin katılımıyla, idare tarafından belirlenecek yönetici tarafından, amaca uygun bir yerde yapılır.

Yönetici, dinlenilme ve katılma hakkının amacına uygun kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla yönetici:

a) Görüşme toplantısını yönetir.

b) İlgililerin, varsa temsilci, tanık ve bilirkişilerin kimliklerini tespit eder; bunlar dışında toplantıya katılanları görüşme toplantısından çıkarır.

c) İşlemin konusunu, maddî ve hukukî dayanaklarını ortaya koyar.

d) İlgilileri, varsa tanık ve bilirkişileri dinlemek, soru sormak, sunulacak delilleri almak ve bunlara yapılacak itirazları görüşmek için görüşme usulünü belirler.

Görüşme toplantısında kimlik tespitleri, sorular, cevaplar, tanık ve bilirkişi ifadeleri, yönetici tarafından alınan kararlar ve sunulan deliller idare tarafından tutanağa geçirilir. Tutanak görüşmeye katılanlarca imzalanır. İstek hâlinde ilgiliye tutanağın bir sureti verilir.

Görüşme toplantılarında özel hayatın gizliliğini ihlâl edebilecek kişisel, tıbbî, sınaî, ticarî ve malî sırların zarar görmemesi sağlanır.”

Tasarının yukarıda yer verilen maddelerine göre;

- Dinlenilme hakkı, idari işlemin yapılmasından önce tanınacaktır.

- Bu hak ilgilinin tercihine göre yazılı olarak kullanılabileceği gibi, idare tarafından düzenlenecek görüşme toplantısı ile sözlü olarak da kullanılabilecektir.

- Dinlenilme hakkı ile ilgililer açıklama yapmanın yanı sıra idareye her tür bilgi ve belge sunabilecek, tanık dinletebilecek, bilirkişi incelemesi yapılması isteğinde bulunabileceklerdir.

- İdarenin yapacağı bir idari işlemi etkileyen olaylarla ilgili inceleme, araştırma ve soruşturması kapsamında yapılan başvurularda ve idari yaptırımların uygulanmasında ilgililere dinlenilme hakkı verilmesi zorunludur. Bunun dışındaki hallerde ise dinlenilme hakkının tanınıp tanınmaması konusunda idarenin takdir yetkisi vardır. Bu çerçevede her kamu kuruluşu kamu düzeni kamu yararı ve idari işlemlerin ivediliğini değerlendirerek hangi işlemlerde dinlenilme hakkı tanınacağını yönetmelikle düzenleyecektir.

- İdare, dinlenilme hakkına sahip ilgililere yapılmak istenen işlemin konusu, maddi ve hukuki dayanaklarına ilişkin olarak işlemin yapılışından en az yedi gün önce yazılı bildirimde bulunmak zorundadır. Söz konusu bildirimde hakkın yazılı veya sözlü olarak kullanılabileceği belirtilir ve sözlü olarak kullanılmasının tercih edilmesi halinde yapılacak görüşme toplantısının yeri, tarih ve saati bildirilir.

- Dinlenilme hakkının sözlü olarak kullanıldığı görüşme toplantısında tanık dinlenebilir ve bilirkişiye başvurulabilir. Hakkın yazılı olarak kullanıldığı hallerde de, tanık ve bilirkişi dinlenmesine karar verilirse idare bu amaçla yapılacak görüşme toplantısının yer, tarih ve saatini ilgiliye en az yedi gün önceden yazılı olarak bildirir. Böylece, ilgililer tanık ve bilirkişi dinleme aşamasında hazır bulunarak konuya ilişkin soru sorabilirler. İlgililerin dinletmek istediği tanıkların sayısı gerek görüldüğünde idare tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle sınırlandırılabilir. Aynı şekilde ilgilinin bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi idarece gerekli görülürse masrafları ilgili tarafından karşılamak şartıyla bilirkişi incelemesi yaptırılır. Bu durumda düzenlenecek bilirkişi raporu idareyi bağlamaz.

V. SONUÇ

Dinlenilme hakkının yönetimde demokrasinin sağlanması bakımından büyük bir önemi bulunmaktadır. Bu çerçevede yönetilenler haklarında tesis edilecek işlemlerden haberdar olacakları için idarenin şeffaflığı sağlanmış olacaktır. Bunun yanı sıra yönetilenlerin idari usule katılımı sağlanacaktır. Böylece, bireyin özgürlüklerini ve yararlarını korumasına imkan tanınacak ve idare ile yönetilenler arasında hakkaniyet sağlanacaktır.

Ayrıca dinlenilme hakkı ile hakkında işlem tesis edeceği kişiyi tanıyan idare, yapacağı işlemde bu hususları göz önünde bulundurarak, işlemin gerekçesinde yapılan görüşme sonuçlarından yararlanabilecektir. En basit şekliyle idare ve yönetilenler karşılıklı olarak birbirlerini anlayacaklardır. İdari işlemin yapım sürecinde açıklama yapma hakkı sağlanan birey ve bu açıklama sonucunda işlemi yapan idare arasındaki hukuki uyuşmazlıklar da büyük ölçüde giderilmiş olacak, bu durum idari yargıya intikal eden uyuşmazlık sayısında azalma sağlayacaktır. Şüphesiz bu durum ancak yönetimde demokrasi ilkelerini benimsemiş ve bu çerçevede yönetilenlerin haklarına saygılı bir idarenin varlığı ile mümkün olacaktır. Bunun gerçekleşebilmesi için idarenin kendisini bireyin üzerinde görmemesi ve kendisinin hizmet sunan idare edilenlerin ise hizmetten yararlananlar olduğunun bilincinde olması gerekmektedir. Günümüzde yönetilenler tarafından, hukuka aykırı idari işlemlerin değiştirilmesi, kaldırılması, düzeltilmesi yönünde yapılan başvurulara karşı idarenin işlem yapmak için bir ilgiliden mahkeme kararı getirmesini istediği, bu çerçevede idari yargı yerlerince verilen iptal kararlarının ise idare tarafından uygulanmadığı düşünüldüğünde dinlenilme hakkının tanınması ve bu çerçevede idari yargının iş yükünün azaltılabilmesi için mevcut idare zihniyetinin değiştirilmesi ve toplumdaki demokrasi bilincinin artırılması gerektiği daha iyi anlaşılmaktadır.

Bunu sağlamak açısından, öncelikle Genel İdari Usul Kanunu Tasarısının kanunlaşması gerekmektedir. Böylece toplumdaki ihtiyaçlar çerçevesinde yapılacak düzenlemelerle ve yargı organlarının yapacağı yorumla dinlenilme hakkına ilişkin uygulama şekillenecek ve genel anlamda demokrasi bilinci sağlanmış olacaktır.

*



[1] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari Usul İlkeleri Işığında İdari İşlemin Yapılış Usulü, Ankara 2000, sf. 143.

[2]AKILLIOĞLU Tekin, İnsan Hakları ve Yönetim Hukuku, 2004, sf. 3 ,http://www.idare.gen.tr/akillioğlu-insan.htm

[3] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 141.

[4] AKYILMAZ Bahtiyar, Yeni Bir İdari Usul Kanunu Örneği:İspanya Kamu İdarelerinin Hukuki Rejimi ve Genel İdari Usul Hakkında Kanun, İdari Usul Kanunu Hazırlığı Uluslar arası Sempozyum, Başbakanlık, Ankara-1998, sf. 37 dipnot 7.

[5] AB Anayasası Türkçe metni için bkz. http://www.abgm.adalet.gov.tr , İngilizce metni için bkz. http://europa.eu.int/eur-lex/lex/en/treaties/index.htm

[6]İyi yönetim hakkı için bkz. SAĞLAM Rabia, İyi Yönetim Hakkı, www.hukuksal.com/makale_files/iyiyonetim.doc.

[7] İsviçre’de idari usul yargılama usulü ile birlikte düzenlenmiştir. Diğer ülkelerde ise değişik adlardaki özel idari usul kanunlarıyla düzenleme yapılmıştır.

[8] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 143.

[9] AKILLIOĞLU Tekin, Yönetim Önünde Savunma Hakları, Ankara-1983, sf. 195

[10] AKILLIOĞLU Tekin, age. sf. 191

[11] GÖZLER Kemal, İdare Hukuku, Bursa-2003, Cilt 1, sf. 559

[12] AKILLIOĞLU Tekin, age. sf. 193

[13] AKILLIOĞLU Tekin, age. sf. 196

[14] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 145.

[15] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 145.

[16] AKILLIOĞLU Tekin, age. sf. 193

[17] AKILLIOĞLU Tekin, age. sf. 193

[18] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 146.

[19] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 146.

[20] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 148.

[21] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 147.

[22] AKYILMAZ Bahtiyar, İdari İşlem, sf. 147.

[24] 19/11/2003 tarihinde Başbakanlığa sunulan Tasarı hakkında, Başbakanlık tarafından iletilen görüşlerin değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan Komisyon, çalışmalarına devam etmektedir. http://www.kgm.adalet.gov.tr/uzerindeçalışılan.htm

1 comment:

Ankara Ceza Avukatı said...

Ankara ceza avukatı mı arıyorsunuz? Tıklayın: ankara ceza avukatı