Friday, October 20, 2006

OLAY YERİ İNCELEME ÇALIŞMALARINDA BİLİMSELLİK VE HUKUKİLİK.

OLAY YERİ İNCELEME ÇALIŞMALARINDA BİLİMSELLİK VE HUKUKİLİK.






Ziyaettin KAYGUSUZ*



GİRİŞ

Suç ve suçlularla yapılan mücadelede, soruşturmanın en önemli ve
teknik kısmını olay yeri inceleme çalışmaları oluşturur. Bu
çalışmalardaki başarı, adalet sistemini olumlu veya olumsuz olarak
doğrudan etkilemektedir. Olay yerinin korunması, usulüne göre
inceleme yapılması ve kriminal değerlendirmede, çağımız polisinin
kullandığı araç-gereç, mevzuat, teşkilatlanma, teknik ve eğitimli
uzmanların yetiştirilmesi gibi konular öne çıkmaktadır

Suç işleyen kişinin sorumluluk derecesini maddi delillerle tespit
etmek, şüphe bulunanların masumiyetlerini kesin olarak belirlemek,
işlenen suçun aydınlatılmasına yardım edecek maddi delillerin
bulunması, olay yerinde yapılan teknik ve kriminal çalışmalar
sonucunda ortaya çıkar. Burada yapılacak bir hata örneğin delilin
bulunmaması, hasara uğratılması, iyi korunamadığından kaybolması,
değiştirilmesi sonucunda bir çok olumsuzluğun da meydana gelmesine
neden olur.

Ceza yargılamasında hukuk sitemimiz serbest delil sistemini kabul
etmiştir. Bu nedenle olay yerinde, yakın çevresinde, şüpheli kişiler
ve eşyaları üzerindeki her şey delil olabilmektedir. Yapılacak arama
ve araştırma işlemlerinde, suçun iz ve delillerinin elde edilmesine
çalışılır. Olay yeri inceleme görevlilerince elde edilecek bu
deliller, Anayasamızın 138/1 ve CMUK-217/1 maddesinde belirtildiği
gibi vicdanı delil sistemine göre hakim bunları değerlendirecektir.

Hazırlık soruşturması içerisinde delillerin toplanması, suçun
işlendiği yerin kentsel veya kırsal alan olup olmamasına bağlı
olarak Polis veya Jandarma tarafından yapılmaktadır. Soruşturmanın
etkin ve verimli olarak yapılabilmesi için arama, elkoyma gibi bir
takım yetkilerle kolluğun donatılması kaçınılmaz olmaktadır[1].

Bu çalışma, Avrupa Birliğine giriş sürecindeki ülkemizde, polisin
belirlenen kriterlere göre yeniden oluşturulmasında belki de en çok
yatırım yapılan birimlerin başında gelen Olay Yeri İnceleme ve
Kimlik Tespit Şubelerinin, teknik, hukuki ve bilimsel çalışmalarına
belli ölçüde ışık tutması amacıyla ele alınmıştır.

I. OLAY YERİ İNCELEME ÇALIŞMALARINDA GENEL BİLGİLER

1. Olay Yerinin Tanımı, İncelenmesi ve Korunması

Doğa güçlerinin etkisiyle veya insan davranışı sonucu ortaya çıkan,
oluşan durum, ilgiyi çeken veya çekebilecek nitelikteki her türlü
hadiseye olay denir. Bunlardan, sonuçta kendilerine hukuki bir
müeyyide tanınanlara hukuki olay denir.

Olayın işleniş tarzının, mağdur ve suç sanıklarının ilişkisinin
saptanabildiği dinamik bölgeye "olay yeri" denir. Olay yeri, olayın
başlangıcı, takibi ve sonucunda geçtiği mekanları kapsar. Olayın
işleniş tarzını, yöntemini, olayı işleyenlerin hareket tarzını,
olaya ait iz ve bulguları içerir. Ayrıca, olay yeri suçun işleniş
şeklini, suçtan zarar göreni suç sanıklarının olay karşısındaki
sorumluluk derecelerini net olarak belirler.

Olay yeri incelemede, suç delillerinin veya suça konu olabilecek suç
eşyasının bulunması, suç-fail-mağdur-alan ilişkisinin belirlenmesi
için yasa gereği yapılan arama ve tarama işlemleridir. Bir başka
ifadeyle "olay yeri inceleme"; meydana gelen olaylarda incelemeler
yaparak iz, eser, emare ve delil gibi suç unsurlarının bulunup
bulunmadığını araştırma, varsa bunları bilimsel ve teknik yöntemler
kullanarak tespit edip belgeleme, toplama, ambalajlama ve
değerlendirilmek üzere ilgili birimlere gönderme işlemine
denilmektedir.

Olay yeri incelemesindeki temel amaç, maddi hakikate ulaşmada,
işlenen suçun aydınlatılmasına katkıda bulunacak maddi delillerin
bulunması, niteliğinin tespiti ve korunmasıdır. Mevzuat ve
uygulamalara bakıldığında; olay yeri inceleme çalışmaları, polisin
adli görevleri içerisinde yer aldığı, meydana gelen hukuki bir
olayda, olay-fail-mağdur-mekan arasında irtibatı
sağlayacak "araştırma faaliyeti, arama ve el koyma işlemi veya bir
koruma tedbiri" olduğunu söyleyebiliriz.

Arama, araştırma ve el koyma konusunda mevzuata bakıldığında ise bu
konunun başta Anayasa olmak üzere, TCK, CMUK, PVSK gibi bir çok
kanunun yanı sıra Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği, Polis Adli
Görevlerinin Yerine Getirilmesinde Delillerin Toplanması, Muhafazası
ve İlgili Yerlere Gönderilmesi Hakkında Yönetmelik, Suç Eşyası
Yönetmeliği ve Emniyet Teşkilatı Parmak İzi Teknik Hizmetleri
Yönetmeliği gibi bir çok kanun, tüzük ve yönetmelikte yer aldığı
görülmektedir.

Delil kaynaklarının yok olmasını veya şüphelinin kaçmasını önlemek
için olay yeri olduğu gibi korunur, kolluğun, savcının teftişine,
hakimin keşfine hazır tutulur. Suçta kullanılan eşya muhafaza altına
alınır veya elkoyma işlemi yapılır[2]. Kolluk suçu öğrenince,
delillerin karartılmaması için gerekli tedbirleri alır. Bu
tedbirler, sadece meydanda olan iz ve deliller değil, olayla ilgili
çıplak gözle görülmeyen delillerinde olabileceği yerleri de
kapsamalıdır.

Olay yeri, hem delillerle hem de tehlikelerle dolu bir yerdir. Olay
yeri ve yakın çevresinde, insan sağlığını tehdit eden bir çok
fiziksel-kimyasal ve biyolojik zararlılar bulunabilmektedir. Bu
nedenle personelin ve adli soruşturmanın bir çok yönden zarar
görmemesi için olay yerinin zamanında korunması[3] ile hem delil hem
de insan sağlığı büyük oranda korunmuş olacaktır[4].

2. Olay Yerlerinde Tespit Edilecek Delilin Tanımı, Özellikleri ve
Çeşitleri

Bir hukuki ihtilafı çözmeye veya suç fiilini ispata yarayan ve
ikamesi hukuk tarafından yasaklanmamış her şeye (canlı-cansız,
yazılı-sözlü) "delil veya ispat vasıtaları" denilmektedir. Ceza
yargılamasında gerçeğin bulunmasına yardımcı araçlar olarak deliller
oluşturacaktır[5].

Olay yerinde tespit edilen deliller, hazırlık soruşturmasında suçun
ve suçlunun tespit edilip yakalanması, mahkeme aşamasında bu
verilere dayanılarak suçun aydınlatılmasını, masumların aklanmasını
ve suçluların ceza almasını sağlamak için önemlidir.

Delil ile delilin muhtevası aynı şeyler değildir. Delil kaynağı ile
delil de farklı şeylerdir[6]. Delil önce hazırlık soruşturması
sırasında bir "şüphe sebebi" olarak ortaya çıkar. Daha sonra bu
şüphe sebebinin bir "delil" olarak mahkemeye sunulur. Hukuka aykırı
elde edilmiş olsa dahi bu şüphe sebeplerinin mahkemeye sunulması
gerekir[7].

Uyuşmazlık konusu olayı temsil eden, akla, maddi gerçeği ve hukuka
uygun her türlü ispat vasıtasına "delil" denilmektedir[8].
Delillerin Özellikleri[9] genel olarak şu şekilde açıklanabilir;

 Toplanan deliller kanuna aykırı olmamalıdır.

 Akıl ve mantık kurallarıyla bağdaşmalı, müşterek ve gerçekçi
olmalıdır.

 Çözümü gereken olayı temsil edici olmalıdır.

Maddi delil ise, işlenen suçun yeniden canlandırılmasına, failin
kimliğinin tespitine yarayan fail-mağdur-olay yeri arasındaki
ilişkinin tespitine yarayacak ve soruşturma sırasında yada mahkemede
delil olarak kullanılabilecek herhangi bir nesne veya ize verilen
isimdir.

Ceza Muhakemesinde maddi gerçek ve serbest kanaat arandığından,
hakime tahkikatı, yani gerçeğe uygun olanı gösterecek her şey delil
olabilir. Ancak, bu sınırsız değildir. Çünkü toplanan delillerin
hukukilik ve bilimsellik içersinde gerçekçi, akılcı, olayı temsil
edici gibi özelliklere sahip olması gerekir[10]. Deliller, CMUK-217.
maddesinde de belirtilen bir yapıyı içermeli; ikamesi lüzumlu,
maksada elverişli, işi uzatma niyetiyle ileri sürülmemiş olmalıdır
[11].

Delillerin değerlendirilmesi, bir başka ifadeyle takdir edilmesi de
önemlidir. Çünkü, mevcut deliller çok defa olayın bütününü değil,
bir bütünün bir veya birkaç parçasını temsil eder. "Delillerin
değerlendirilmesi" nde hukukilikten başka iki yöntem[12] kullanılır.

a.Delillerin sağlamlık bakımından değerlendirilmesi; Elde edilen
delilin sağlamlığı ve bir değer ifade edip etmediğinin
belirlenmesidir. Deliller, tek başına ve birlikte değerlendirme
yapılarak bir sonuç çıkartılır. Eğer bir delil bütün ile
bağdaşmıyorsa, delil o olayı temsil etmiyor demektir.

b.Delillerin bütün olarak değerlendirilmesi: Bir olayla ilgili
bütünü oluşturan parçaların tamamını bulmak çok enderdir.
Boşlukları, sabit olan olay parçalarına dayanarak, yani dolayısı ile
sabit görmemiz de mümkündür. Delilleri ek değerlerini bir araya
getirilerek müşterek noktaları aranır ve bir bütün içerisinde
değerlendirme yapılır.

Delil Çeşitleri[13] ise;

 Beyan delilleri; Kişi (tanık, sanık, müşteki, mağdur, davacı),
beyan ve ifadeleri. Bu delillerin tespiti genellikle savcılık veya
soruşturma birimlerince yapılır.

 Belge-vesika delilleri; Yazılı nitelikte olanlar, şekil tespit
eden belgeler (planlar, krokiler, resimler) ses ve görüntü içerenler
(CD, video-kamera), adli tabip raporları, bilirkişi raporları.

 Belirti (emare-iz) delilleri; Olay yerinde ele geçen parçalar,
izler, işaretler gibi.

Olay yeri veya ilintili yerlerde elde edilen "bulgu ve iz[14]"
çeşitleri olayın türü, oluş şekli ve ortamına göre
değişebilmektedir. Suç aleti veya kol gücü gibi araçlarla
oluşan "zorlamadan doğan izler"; kişilerin dokunmaları ile oluşan
parmak izi, ayak izi, diş izi gibi izlerin yanında elbise veya
taşıdığı cisimlerin temasları veya sürtünmeleri sonucu delil
transferi ile meydana gelen "temastan doğan izler" ve olay esnasında
faillerin üzerine buluşan çamur, boya, kan gibi "lekeler" olay
yerleri ve failler üzerinden en çok elde edilen bulgulardır.

Delilleri; sabit-seyyar delil, kesin-şüpheli delil, kalıcı-geçici
(bozulabilen) delil olarak ta belirtebiliriz. Belirtilerin en büyük
özellikleri, ispat konusunda doğrudan doğruya delillerle
desteklenmeye ihtiyaç göstermelerinde yol açar[15]. Delil konusu
aşağıda ayrıntılı olarak incelenecektir.

II. OLAY YERİ İNCELEME ÇALIŞMALARINA HAKİM OLAN BAZI İLKELER

1. Adil Yargılanma İlkesi (Dürüst İşlem İlkesi)

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine göre,
sanığın "dürüst yargılanma" (fair trail) hakkı vardır. Davanın
kanunla kurulan, bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde, makul sürede,
açık ve aleni duruşma yapılarak görülmesi gerekir. Sanık hakları
adil yargılanma hakkından doğar[16]. Ülkemizde de "Adil Yargılanma
İlkesi"ne Anayasanın 36. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanununun 38.
maddesinde yer verilmiştir.

Sanığın adil yargılanma hakkı, delillerin güvenilir olmaması
durumunda mahkûmiyet kararı verilmemesini gerektirir; güvenilir
olmayan delil büyük bir ihtimalle yanlış mahkûmiyet kararına yol
açacaktır. Yanlış mahkûmiyet kararı verme riskini azaltmak için
güvenilir olmayan delillerin hükme esas alınmaması gerekir[17].

Olay yeri inceleme bir araştırma ve koruma tedbiri olarak delil elde
etmeye yöneliktir. Delillerin araştırılması yasal ve ahlaki olmalıdır
[18]. Delillerin kendine özgü özellikleri bulunur. Bunlardan biride
de delillerin araştırılmasında doğruluk kurallarının önemidir. Delil
toplama esnasında şüpheli veya sanık aleyhine hileli ve dürüst
olmayan yöntemlerin önlenmesi, ancak adil yargılanma (dürüst işlem)
ilkesine uymakla sağlanabilir [19]

Adil Yargılanma İlkesi, delillerin toplanmasında başvurulan
işlemlerin ve kullanılan yöntemlerin insanın onurunu, adaletin
saygınlığını zedelememesidir. Bu nedenle, bu ilke arama ve araştırma
bakımından son derece önemli bir ilkedir. Delillerin serbestçe
aranması ve toplanması kuralını yakından ilgilendirdiğinden maddi
gerçeğin araştırılması ilkesinin bir yansımasıdır.

2. Maddi Gerçeğin Araştırılması İlkesi

Ceza yargılamasında amacı, maddi gerçeğin araştırılması ve gerçeğin
ortaya çıkartılmasının yanında adaletin gerçekleştirilmesi ve hukuki
barışın sağlanmasıdır[20]. CMUK m.160'de savcı, işin gerçeğini
araştırmakla görevli kılınmıştır. Savcı araştırma ve maddi gerçeği
ortaya çıkarmak için emrinde olan kolluk(teknik ve soruşturma
polisi) güçlerinden yararlanır.

Maddi gerçeğin araştırılmasında şekli gerçekle yetinilmemesi ve
maddi gerçeğin araştırılması zorunluluğu, delil serbestisi esasını
getirmiştir. Bu ilke, maddi gerçeği arayan yargılamada her şeyin
delil olabileceğini ifade eder. Bu ilke, delile her ne pahasına
olursa olsun şeklinde ulaşılması gerektiği şeklinde anlaşılmamalıdır
[21]. Çünkü, maddi gerçeğin araştırılması için hukuk dışı yollarla
yapılacak delil araştırma işlemleri dürüst ve adil olmayacağı gibi,
ceza yargılamasında da delil değeri taşımayacaktır (AY-38, CMUK-148,
206).

Ceza Yargılaması Hukuku, bir hukuk dalı olarak sanığın hak ve
menfaatlerini de koruyacaktır. Bu nedenle hem fertlerin hem de
toplumun menfaatlerini korumak gerçeği araştırmakla mümkün olur.
Ceza yargılamasında yargıç, gerçeğin şekline değil, maddesini yani
maddi gerçeği araştırır. Bu nedenle ceza hakimi, tarafların ileri
sürdükleri delillerle yetinmediği gibi delil diye ileri sürülenlerin
hakikaten delil değeri olup olmadığını da araştırır[22].

3. Yargılamanın Çabukluğu İlkesinin Gerçekleştirilmesi

Bu ilke ile ilgili, Anayasa (m.141/son) yargılamada çabukluk
ilkesini kabul etmiş ve yargılamanın kısa sürede sonuçlandırılması
amaçlanmıştır. Örneğin; Yakalama ve tutuklamada (CMUK-90, 100)
sanıkların yargıç önüne çıkartılmalarını saat hesabıyla, istinaf
(CMUK-272) ve temyiz süresini (CMUK-286) gün hesabıyla
belirlenmiştir. Ayrıca, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinde (m.6/1)
herkesin davasının uygun bir sürede tamamlanmasını öngörmektedir.

Aslında bir duruşmanın bir tek oturumda tamamlanması ve son kararın
verilmesi yasanın başlıca amacıdır[23]. Yargılamanın çabukluğu
ilkesinin zamanında gerçekleştirilebilmesi için, olay yerinde
yapılacak çalışmalarda elde edilecek deliller bu süreçteki en önemli
aşamayı oluşturacaktır.

Bugün yalnız Türkiye'de değil, fakat çoğu ülkede ceza adaletinin
çabuk gerçekleşmediği, mahkemelerin işleri kısa sürede
sonuçlandıramadıkları konusunda şikayetler vardır[24]. Anayasamızın
(m. 141/son) de ifade edilen yargılamanın çabukluk ilkesinin
gerçekleştirilmesinde en önemli safhayı olay yeri inceleme ve
araştırma faaliyetlerinin zamanında, teknik ve bilimsel usullerle
yapılmasının olduğu görülmektedir.

Ülkemizdeki uygulamada, savcı soruşturmayı polise havale etmekle
yetinmekte, sonunda da sadece sonuç çıkarmaktadır. Bunun nedeni
olarak da, savcının suç araştırmasına ilişkin kriminalistik
bilgilerden yoksun olmalarıdır. Savcı teknik ayrıntılarını bilmediği
bir işte polisi idare edemez[25] şeklinde değerlendirmeler
yapılmaktadır.

III. KOLLUKTA OLAY YERİ İNCELEME GÖREVİNİN NİTELİĞİ

Olay yeri inceleme çalışmalarını yapan polis, suçun işlenmesinden
sonraki adli görevle ilgili görevi olup, fiile ve faile ilişkin
olarak suçun ve suçluların araştırılması, "delillerin toplanıp
korunması"[26] gibi işlemleri kapsamaktadır.

Suç işlendikten sonra işlenmiş olan suçun meydana çıkartılması için,
kolluk araştırmalar yapar. Bilgi edindikten sonra "suçun iz ve
delillerinin araştırılmasına" başlanır[27]. Bu açıdan suçun
işlenmesi ile başlayan polisin çalışmalarında belirtilen görevleri
yapan olay yeri inceleme görevlileri, polisin adli görevini yerine
getirmektedirler.

"Olay yerindeki sessiz tanıkların bilimsel olarak konuşturulması"nın
[28] sağlanması için teknik ve hukuki olarak çalışan polisin,
savcının emrinde ve koordineli bir şekilde olay yerlerinde
çalışmaları gerekir. Çünkü, bir suçla ilgili ceza yargılama süreci
içindeki olay yeri inceleme, polisin adli görev safhasında yer
aldığından, amiri savcıdır(CMUK-164, 165).

Parmak İzi Teknik Hizmetleri Yönetmeliğinin 1. maddesinde
Şubenin,"... adli, idari ve siyasi soruşturmalar sırasında adli ve
ilgili mercilere teknik yönden yardımcı..." olmakla görevlendirilmiş
olup, suç ve suçlularla mücadelede teknik yönden çalışmaları
yapmaktadır.

Polisin adli ve idari görevleri ile ilgili iki görev arasında bir
sınır koymak zordur[29]. Adli görev yapan teknik polis, olaylarla
ilgili yapmış olduğu araştırmalarla ilgili, koruma tedbirlerinden
arama ve elkoyma işlemlerini yapmaktadır. Şüpheli veya sanığı
yakalama görevini soruşturma birimleri yapmaktadır. Bu nedenle; Olay
yeri incelemesi,"polisin adli görevinin" bir bölümü olduğunu
söyleyebiliriz.

IV. OLAY YERİ İNCELEME İŞLEMLERİ

1. Doğrudan Doğruya Araştırma

Araştırma işlemlerinin bir kısmını doğrudan doğruya araştırma
işlemleri oluşturur[30]. Yargılamada, uyuşmazlığı çözen organ olarak
mahkeme ya da yargıcın, bir sonuca ulaşırken, bir fiil ispat edilip
edilmediği konusunda çözüm ararken, delillerle bizzat temasa
geçilmesini, araya herhangi bir engel girmeden bunları elde etme ve
değerlendirmesi olarak ifade edilir[31]. Yasada bu ilke "Hâkim,
kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış
delillere dayandırabilir. Bu deliller hakimin vicdani kanaatiyle
serbestçe takdir edilir"CMUK-217/1) denerek açıklanmıştır.

Araştırma işlemlerinin bir kısmı, kişilerin bilgilerine başvurma
dışında kalır. Buna doğrudan doğruya araştırma denir ve
bunlardan "teftiş, arama, teknik bulgu elde etme[32]" ve el koyma
konuları ile araştırma ve koruma tedbirleri, olay yeri inceleme
işlemlerini yakından ilgilendirmektedir.

Hazırlık soruşturmasında, savcı ve onun emrindeki makam ve
görevliler gerçeği ortaya çıkarmak için her türlü işlemi yapmak
yetkisine sahiptirler (CMUK-161). Delilleri elde etmek ve korumak
amacı ile uygulanabilen yakalama, arama, elkoyma gibi araştırma ve
koruma tedbirleri belli şartlara bağlanmış, araştırma ve kovuşturma
organlarının yetkileri sınırlandırılmıştır[33]. Delil elde etmenin
sınırları, hukukun genel ilkeleriyle veya yasalarla kabul
edilmiştir.

Olay yeri incelemede araştırma araması; sanığın yakalanması, suçun
izlerinin takibi veya hakkında ceza kovuşturması açılmış olan bir
fiile ilişkin olarak delil bulmak için yapılan aramadır (CMUK-116,
117). Delil olmaya elverişli olan eşya (izler de dahil) ya muhafaza
altına alınır(CMUK-123/1) veya kişinin rızası yoksa elkonulabilir
(CMUK-123/2).

2. Meydanda Olanların İncelenmesi; Teftiş

Delil olabilecek şeyleri arayıp bulmak için yapılan araştırmanın bir
diğer çeşididir. Göz kulak olma yaygın sahada yapıldığı halde,
teftiş, derinliğine yapılan bir araştırmadır. Meydanda olmayanların
meydana çıkartılma muamelesine "arama" denilir. Teftişe "belirleme"
de denmektedir. Teftiş organları, kolluk amir ve memurları, savcılar
ve teftiş ile yetkili kılınan kimseler, özellikle müfettişlerdir[34].

Olay yerlerinde, normal bir insanın görebileceği iz ve deliller
olabileceği gibi, çıplak gözle görülemeyen delillerde
bulunabilmektedir. İşte, bu delilleri usulüne göre olay yerlerinde
elde edilmesinde teknik personelin eğitim durumu, araç ve gereçleri
önem taşır.

2.1 Yer ve Eşyanın Teftişi

Belli bir yerin, belli bir eşyanın özellikle suç yerinin ve orada
bulunan eşyanın durumunun esaslı surette araştırılmasıdır. Hakim,
hatta savcı olay yerine derhal gelebilecekse, kolluk durumu olduğu
gibi muhafaza etmekle yetinmelidir. Bu kişiler gelinceye kadar
koruma mümkün değilse, kolluk teftişini yapmalıdır, çünkü teftiş,
geciktirilemeyen tedbir (CMUK-161/2) mahiyetini almıştır[35].

Olayın meydana geldiği yerin tespiti önemlidir. Çünkü, olayla ilgili
suç aleti, eşya ve diğer deliller burada bulunmaktadır. Olay yeri
inceleme, adlı tıp ve kriminal birimlerin yaptıkları teknik
çalışmalar, olay yeri-fail-mekan üçgeninin irtibatlandırılması
esasına dayanır. Olay yerlerinden elde edilen her türlü fiziksel,
kimyasal ve biyolojik delillerin değerlendirilmesi bu amaca hizmet
eder.

2.2 İnsan Teftişi

İnsan teftişi, muayene diye adlandırılmaktadır. İnsan ölmüş ise,
muayeneyi hekim huzurunda hakim yapacaktır. Canlıların da muayenesi
gerekebilir. Parmak izi alma ve fotoğraf çekme de muayene kavramına
girer. Basit muayenede arama hükümleri arama hükümleri kıyas yolu
ile uygulanmalıdır. Bunun dışındaki muayeneler teknik ve ihtisas işi
olduğundan, muayene bilirkişiye yaptırılacak ve bu işi de keşif
hükümlerine göre hakim yapacaktır[36].

Vücudun incelenmesi, vücutta üst aramasından farklı olup, şüphe
sebebi veya delil elde etmek amacı ile, bir insanın vücut
özelliklerinin sistematik bir şekilde araştırılması demektir[37].
Çünkü olay yerlerinde fail tespitine yönelik olarak alınan vücut
sıvıları, günümüzde delilden faile gidilmesinde öne çıkan
yöntemlerden biridir.

Ceza Muhakemeleri Kanununa göre, bir suça ilişkin delil elde etmek
için şüpheli veya sanığın bedeni üzerinde tıbbi muayenesi
yapılabilmesine ya da vücuttan kan, saç, tükürük, tırnak, cinsel
salgı gibi örnekler alınabilmesine Cumhuriyet Savcısı veya mağdurun
istemiyle ya da resen hakim veya mahkeme tarafından karar
verilebilecek. Bu müdahaleler, ancak doktor tarafından ya da doktor
gözetiminde sağlık mensubu diğer kişilerce yapılabilecektir(CMUK-
75/1).

Tıbbi muayenenin yapılabilmesi veya vücuttan örnek alınabilmesi için
müdahalenin kişinin sağlığına zarar verme tehlikesinin bulunmaması
gerekecek. Üst sınırı 2 yıldan daha az hapis cezası gerektiren
suçlarda kişi üzerinde beden muayenesi yapılmayacak, kişiden kan,
saç, tükürük, tırnak, cinsel salgı gibi örnek alınamayacaktır(CMUK-
75/2,3).

Olay yerinde çalışan teknik personelin, beden muayenesi, örnek alma
ve insan teftişi konularında, yoruma yer vermeyecek şekilde bir
yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Çünkü, son mevzuat
değişiklikleri ile uygulayıcı olan poliste bir çok tereddütler
bulunmaktadır. Son yapılan Ceza Muhakemeleri Kanunu 75 ve devamı
maddelerdeki düzenleme, olumlu bir gelişmedir.

2.3. Kimlik Tespiti

Kimlik tespiti, fail tespiti kadar önemlidir. Çünkü bir olayla
ilgili yapılacak kimlik tespiti olayın seyri ve şüpheli kişilerin
aranmasında önemli rol oynar. Olayın; adiyen, profesyonel veya
organize şeklinde mi işlendiği konusunda, şüphelilerin kimlikleri
arşivdeki geçmiş bilgilerinden de yararlanarak tespit edilmesi, suç
ve suçlularla mücadelede adli makamlar ve kolluk güçlerince yapılan
çalışmalarına ışık tutar.

Karakola getirilen şüphelinin adı ve hangi suçtan dolayı yakalandığı
kayıtlara geçirilir, resmi çekilip, parmak izi alınabilir(PVSK-5).
Çünkü salıverilen kişinin aynı suçtan dolayı tekrar yakalanması
kabul edilmemiştir (CMUK-91/5). Savcı tarafından gönderilen tahkikat
evrakının[38], o kişinin sanık veya mahkum olduğunu göstermesi ve
suçun ağır hapis cezasını gerektiren suç veya tüzükte sayılan
suçlardan biri olması halinde mümkündür (PVSK-5).

Kolluğun kimlik sorması ile kimlik tespit etmesi arasında fark
vardır. Kimlik tespit etme, o kişinin polis kayıtlarına geçirilmesi,
yaygın ifade ile fişlenmesidir[39]. Polisin kimlik belirlemek amacı
ile kişiyi gözaltında tutabileceği azami süre bizde 24 saattir (PVSK-
17).

Ölünün kimlik tespiti, eğer kimliği belli ve yakınlarınca teşhis
edilmesi hallerinde bir sorun bulunmamaktadır. Ancak, kimliği belli
olmaması veya tanınmaması hallerinde kimlik tespit çalışmaları,
parmak izi, DNA, fotoğraf, dişler veya eşkal özellikleri ile
giysilerinden yararlanarak yapılabilir.

Ölünün, otopside belli olması amacı ile, cesedin nasıl bir kimseye
ait olduğu, yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, yüz ve vücut görünüşü,
anormallikler gibi özelliklerinden yararlanarak kimlik tespiti
yapılabilir. Ayrıca, ölüm zamanının tayini için de ölü lekeleri,
travmatik belirtiler ve şekilleri, soğuma, ölü katılığı ve tefessüh
derecelerine göre vb tespiti yapılabilmektedir[40].

3. Meydanda Olmayanın Araştırılması; Arama

Arama, teftişten farklı olarak, meydanda olmayanın, saklının
araştırılmasıdır. İnsan muayenesinde, kandaki alkolemi derecesini
tayinde olduğu gibi meydanda olmayanların meydana çıkarılması
biçimlerinde yani arama durumunda olanları da vardır. Bir koruma
tedbiri olduğundan, gecikmede tehlike ve haklı görünüş ön şartlarına
ihtiyaç vardır[41].

Arama, ceza yargılamasını amacına ulaştırmak için, suç şüphesi
altındaki kişilerin, suç delillerinin ve müsadereye tabi nesnelerin
elde edilmesi amacıyla, konutta, başka kapalı yerlerde ve kişilerin
üzerlerinde yapılan işlemdir, bir araştırmadır. Arama, bu amaçlara
hizmet eden ve "gizli olan"ın bulunmasını hedef alan bir faaliyettir
[42]. Arama tedbirine başvurulması esnasında ve sonrasında, hukuk
devleti, insan onurunun dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği,
konut dokunulmazlığı, dürüst işlem ve maddi gerçeğin araştırılması
gibi ilkeler göz önünde tutulur[43].

Maddi gerçeğin araştırıldığı ceza muhakemesinde, bir fiilin suç olup
olmadığını ispata yarayan araçlar olan deliller, şüphenin
yenilmesini sağlar. Bu nedenle arama, delillerin toplanması ve
böylece failin o suçu işleyip işlemediğinin ispatlanmasına hizmet
eder.

Arama, şüpheli veya sanığın yakalanması ve/veya delil olarak el
konulabilecek şeylerin ele geçirilmesine yönelik olduğundan,
yakalama ve el koyma şeklinde iki amacı vardır. Arama bu amaçlardan
birisine veya ikisine yönelik olabilir[44].

Delillerin karartılmaması için olay yerinde zamanında gerekli
tedbirleri alınmalıdır. Alınacak bu önlemler, sadece meydanda olan
iz ve eserlerin, geniş bir tabirle delillerin kaybolmasına mani
olmak değildir. Meydanda olmayan delillerin de gecikmeden meydana
çıkarılması gerekebilmektedir. Çünkü aramadan zaman geçince bazı
deliller, bozulabilir kaybolabilir veya değişebilirler.

Olay yerlerinde yapılan arama çalışmalarında, kayıp bir cesedi
aramanın çok farklı yolları vardır. Bu yollar içerisinde en etkin
olan Kadavra Köpeklerinin kullanılmasıdır. Köpekler, içgüdüsel
olarak gömdüğü kemiği aramak üzere kullandığı temel prensipleri,
kendisine tanıtılan ceset kokusunu aramakta da kullanırlar. Kadavra
köpekleri, insanlardan en az 44 kat daha iyi koku aldıkları
söylenmektedir. Kayıp ceset, açık, geniş ve sarp alanda olması
halinde bulma zorluğu ortadadır[45].

Olay yerinde maddi gerçeğin araştırmasında çalışan teknik
personelin, vücut sıvıları, parmak izleri, çeşitli sıvı ve mayı
örnekleri gibi bulgular, çıplak gözle görülemeyebilirler. Bu
deliller, olayın aydınlatılmasında çok önemli ispat vasıtalarıdır.
Bu nedenle, belirtilen iz, emare ve deliller, ilgili uzman(biyolog,
kimyager, adlı tıp uzmanı vb) ve teknik çalışmalarla tespit
edilmeleri gerekir.

4. Teknik Bulgu(İpucu) Elde Etme ve Delil Toplama

Olay yeri inceleme çalışmalarında, delil araştırma ve toplama
işlemi, bu sürecin en önemli ayağını oluşturur. Buradaki amaç, olayı
aydınlatacak, maddi gerçeği ortaya çıkaracak delilin elde
edilmesidir. Bunun için kullanılacak yöntem, uzman kişi, araç-gereç
gibi faktörler önemli rol oynar.

Delil toplama işinin yapıldığı yer, kural olarak hazırlık
soruşturmasıdır. Bu aşamada ortaya çıkan yanlışlar, genellikle daha
sonra düzeltilemezler. Hazırlık soruşturması iyi yapılmayınca,
eksiklik son soruşturmada giderilmeye çalışılmakta uzayan ceza
muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşabilmesi çok zorlaşmaktadır[46].

Delillerin hazırlık soruşturmasında zaman, yer ve şahıs bakımından
dağınık olarak elde edilmesi, hem delillerin kaybolmasını ve
değiştirilmesini, yani karartılmasını önler hem de son soruşturmanın
çabuklaştırılmasını sağlar. Elde edilen bu deliller son soruşturmada
delillerin tam bir şekilde tartışılmasını sağlar, sürprizleri önler
ve bir güvence oluşturur[47].

Teknik bulgu (ipucu) elde etme, hazırlık soruşturmasındaki
araştırmada, bilim ve tekniğin ilerlemesi karşısında bugün
zorunluluk halini almış bir faaliyet çeşididir. İpuçlarını bulmak
için çok defa teknik bulgulara ihtiyaç vardır. Teknik bulgular
fotoğraf çekmek, izleri tespit etmek gibi metotlarla bizzat elde
edilmesi için, kolluğun özel surette yetiştirilmiş teknik elemanları
ve aletleri olması gerekir[48].

Hazırlık soruşturmasında, delillerin elde edilmesi belirli kişilerin
emri ve yönetiminde gerçekleşir. Örneğin, sanığın bedeni üzerindeki
müdahaleler bir yargıç kararıyla veya savcının emri ile ve ancak bir
hekim tarafından yapılır[49]. Savcı araştırma faaliyetini
yürütürken, kolluktan bazı isteklerde bulunacak ve bilgiler
isteyecektir. Fakat bunun yanında kolluğun bazı araştırma
işlemlerini bizzat yapmasını ve sonuçlarını bildirmesini de savcı
isteyebilir (CMUK-161/1).

Olayla ilgili delil elde etme amaçlı aramada, özel veya ticari her
türlü yazılı belgeler, görüntü veya ses kaydeden film, fotoğraf,
teyp bantları, video kasetleri ve bilgisayar disketleri gibi
araçlar, fren izi, parmak izi, kan izi, saç kılı gibi ispata dolaylı
olarak yardımcı olan vakıalar, suçtan hasıl olan kazanç, suç
aletleri ya da suç ürünleri gibi delil ve belirtiler aranır.
Aranacak delilerin, yalnız asıl faile ait olması da gerekmez[50].

Bir suçun delilleri, kişilerin beyanları ile somut olaydan çıkarılan
iz ve bulgulardan oluşur. Bunlardan suçu kanıtlamaya yarayan iz ve
bulgular, doğrudan doğruya kişilerin kendi vücudu üzerinden (mesela,
yara, sıyrık izi gibi) veya eşya üzerinden sağlanır[51].

Olay yerinde elde edilen delillerin işlem sürecinde; bazıları
hammadde olarak Kriminal Laboratuar, Adlı Tıp ve Üniversite ilgili
bölümlerine gönderilmektedir. Değerlendirme sonuçları ise adli ve
soruşturma birimlerine gönderilerek adaletin gerçekleşmesinde önemli
rol oynar.

Delil elde etme işlemi, olayın türü ve olay yerinin şekline göre çok
farklı olabilir. Olayla ilgili bulunan ve teknolojik gelişmeye bağlı
olarak olay yeri ve yakın çevresi ile ilgili kişilerin üst ve
eşyalarında bulunabilen bir çok fiziksel-kimyasal ve biyolojik delil
çeşitlerinden bazıları şunlardır;

4.1. Parmak İzleri ve Avuç İzleri

Bireysel tanımlayıcı izler olarak da tanımlanan parmak izi, avuç izi
gibi her insanın kendi karakteristik özelliğini taşıyan izlerin
genel olarak kabul edilen 3 özelliği bulunmaktadır. Bunlar;

 Benzemez, benzetilemez özelliği

 Değişmez, değiştirilemez özelliği

 Tasnif edilebilme özelliği

Bireysel tanımlayıcı izlerin(BTİ), tıpkı her otonun, her silahın
seri numarası nasıl sadece ona ait ise, her insanın karakteristik
özelliğini taşıyan bireysel tanımlayıcı izler; parmak izi, avuç izi,
çıplak ayak izi, kulak izi, diş izi gibi izlerin yalnız tanımlanan
kişiye ait olduğu da bilimsel bir gerçektir[52].

BTİ'den oluşan arşiv sadece fail tespitinde değil, kimlik tespitinde
de çok önemli bir görevi ifa etmektedir. Bu arşivle, faili meçhul,
kayıp veya kimliği belli olmayan kimsenin kalmayacağıdır. Büyük
felaketler, deprem, yangın, uçak-tren kazaları gibi olaylarda kimlik
tespitinin zorluğu ve önemi teknolojik gelişmelere paralel olarak
artmaktadır.

4.2. Eşkal Tespit Sistemi

Günümüzde, suç ve suçlularla yapılan mücadelede eşkal tespit sistemi
etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Teknolojik gelişmelere paralel
olarak, insan ve araç gibi alanlarda yapılan eşkal programları ve
arşivleri sayesinde olaylar aydınlatılmakta ve şüpheliler
tanımlanmaktadır. Ülkemizde de son zamanlarda özellikle Emniyet
Teşkilatında yapılandırılan Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit
Şubelerinde Eşkal Tespit Büroları oluşturularak dijital arşiv
yapılanması ve şüpheli taraması ile robot çizimi konusunda çağın
bilim ve teknikleri kullanılmaya başlanmıştır.

Eşkal, kişinin kendisi veya resminin olmaması durumlarında tanıklar
vasıtasıyla kişinin kendine has olan eşkal özellikleri ile diğer
belirgin özelliklerinin tarif edilerek bilgisayar ortamında robot
resminin yapılmasıdır. Araçlarla ilgili ülkemizde henüz arşiv
çalışması bulunmamaktadır. Ancak kişiler ve araçlarla ilgili arşiv
çalışması yapılmasının gerekliliği açıktır.

4.3. Isırık İzleri

Isırık veya diş izleri, olayları aydınlatmada delil özelliği
nedeniyle önemli bir özelliğe sahiptir. Dişler, bir insanın
ölümünden sonra en uzun süre varlığını koruyan vücut parçalarından
birisidir. İnsanların diş dizisi, sayısı, diş açılanmaları, dolgu,
tedavi gibi hususlar ve çenelerin kapanış ilişkileri, bireysel
tanımlayıcı izler gibi kişiye has özellikler sergilemektedir. Bu
gibi özellikler sayesinde iki ağzın dental yapısı hiçbir zaman
birbirini tutmamakta ve bu sayede suç failini tespit
edilebilmektedir.

Bir çok ülkede dişlerin incelenmesi yoluyla kimlik ve yaş tespiti
yapılmaktadır. Adli olaylarda örneğin, tecavüz ve öldürme
olaylarında, suçlunun yumuşak doku veya elma, armut, ayva, peynir
sakız, çikolata gibi gıdalar üzerinde bıraktığı izlerden kimlik
tespiti yapılabilmektedir. Bu izlere ısırma izleri (bite mark) adı
verilmektedir[53].

4.4. Vücut Sıvıları

Çeşitli adli olaylarda, özellikle ölüm ve yaralama ile sonuçlanan ve
mala yönelik cinayet, hırsızlık, adam yaralama ve ırza tecavüz gibi
suç teşkil eden olaylarda kan, tükrük, meni, kıl, tırnak, deri,
kemik, diş gibi biyolojik delillere sıklıkla rastlanmaktadır.
Olayların çözümünde günümüzde en çok yararlanılan delillerin başında
da vücut sıvıları gelmektedir. Olay yerlerinde bulunan peçete
kağıdı, havlu, sigara izmariti, yenilmiş çekirdek kabuğu, sakız,
içilen şişe ağzı, suç aleti üzerinde, yerlerde veya giysi
üzerlerinde gibi bir çok alanda vücut sıvıları bulunabilmektedir.

Vücut sıvılarının biyolojik ve kimyasal yapılarında bulunan
özellikler, insandan insana değişmesi nedeniyle önemli bir delil
kaynağıdır. Kan haricinde vücut sıvıları renksiz olduklarından,
genellikle olay yerlerinde çıplak gözle görülemeyebilirler. Bu
nedenle, olay yerinin koruma altına alınması ve müdahale eden
personelce bu özelliğe dikkat edilerek hareket edilmesi gerekir.

Olay yerinde bulunan kan izleri, olay yerinde kaç kişinin
bulunduğunu, bayan-erkek veya hayvana ait olup olmadığı, kaçış ve
geliş yönlerini, çeşitli hastalık virüsleri(AİDS vb) olup olmadığı
veya uyuşturucu kullanıp kullanılmadığı gibi bir çok yönden
soruşturmacı birime yardımcı olmaktadır.

4.5. Ayakkabı İzleri, Oto Lastik İzleri ve Alet İzleri

Meydana gelen olaylarda sıklıkla bulunan iz delillerinden ayakkabı
izi, oto lastik izi ve alet izleri faillerin tespitinde yararlanılan
önemli bulgulardandır. Delillendirme sürecinde sadece bireysel
tanımlayıcı izler ve vücut sıvılarından değil, birbirini destekleyen
ayakkabı izi, oto lastik izi ve alet izi gibi diğer iz ve
delillerden de yararlanılması gerekir.

Alet izleri, suçun işlenmesi sırasında failler tarafından kullanılan
ve kullanılan aletin zaman içerisinde aşınma, sürtünme ve yıpranma
neticesinde üzerinde başka hiçbir alette görülmeyecek karakteristik
özelliklerinden faydalanarak suç işlenen yerlerde bulunan bir kısım
alet izleri suç aletini tespit etmeye ve olayı aydınlatmada
yararlanılır.

Oto lastik izleri, olayın özelliğine göre özellikle öldürme, trafik
kazaları, hırsızlık, soygun, gasp gibi suçların işlenmesinde ulaşım
araçları kullanılmaktadır. Olay yerine geliş ve gidiş yolları
üzerinde oto lastik izlerine rastlanmaktadır. Oto lastik izlerinin
özelliklerinden yararlanarak, hangi tür araç kullanıldığı ve şüpheli
araç lastikleri ile karşılaştırma yapılabilir.

Ayakkabı izleri, diğer izlere göre olay yerlerinde daha çok
bulunabilirler. Çünkü suçun işlenmesi sırasında faillerin olay
yerinde yürümemeleri imkansızdır. Bu nedenle, olay yerinin
özelliğine göre sert zemin, yumuşak zemin, karlı veya toprak zemin
üzerlerinde ayakkabı izi bulunabilmektedir. Teknik birimler ortamın
özelliğine göre gerekli alet-araç ve teknikle tespit edilecek
ayakkabı izleri, adli olayların çözümünde kullanılan önemli
delillerdendir.

Ayakkabı izleri ve oto laslik izleri, üretim aşamasında oluşan izler
ile, kullanımları sonucu oluşan yıpranma, yırtık, kesik, aşınma gibi
farklı özelliklerin oluşturduğu klasik ve karakteristik özellikleri
sayesinde olay yerinden alınan ve şüphelilerle mukayese edilen
izlerde, ayırt edici özelliklerdir.

4.6. Yangın ve Kundakçılık Olaylarındaki Deliller

Bir yangının kundaklama olup olmadığına karar vermek için ilk adım
yangının başlangıç noktasına doğru bir şekilde karar verebilmektir.
Unutulmamalıdır ki, bir yangın hem bir yakıt desteğine hem de bir
ısı kaynağına ihtiyaç duyar. Yangın uzmanı aracılığıyla yangının
başlangıç noktasının tespit edilmesi ve görüntülenmesi önemlidir.
Yangın başlatıcısının tespit edilmesi amacıyla, olay yerinde
hidrokarbon detektörü veya diğer cihazlarla çalışma yapılabileceği
gibi bir plan dahilinde alınacak yangın örneklerinin laboratuara
gönderilmesi ile iz ve delil bulma çalışması yapılır.

Yangın olayının meydana gelmesinden sonra itfaiye teşkilatları rapor
düzenlemekte ve bu rapora göre savcılık makamı gerekli görürse dava
açmaktadır. Ancak, ülkemizde bir yangı müfettişliği birimi
oluşturulmadığı için itfaiye teşkilatları sadece olay yerinin
incelenmesi sonucunda bir rapor düzenlemektedirler. Oysa, günümüzün
teknolojisi artık pek çok olayda ayrıntılı uzmanlık alanlarına
ihtiyaç göstermektedir. Yangın söndürme-kurtarma, araştırma,
güvenlik-korunma özellikleri de kendi aralarında farklı uzmanlıklar
gerektirmektedir. Ayrıca yangınlarda hızlandırıcı kullanılıp
kullanılmadığının tespiti detaylı laboratuar araştırması gerektirir.
Bir olayın kundakçılık olup olmadığının tespiti ise detaylı bir
polisiye araştırması gerektirir. Sonuç olarak yangının adli boyutunu
araştırmak için yangın müfettişliği birimi geliştirilmeli ve
laboratuar çalışmaları ile desteklenmelidir[54].

4.7. Su Ortamında Bulunan Deliller

Hukuki süreçte gerekli olan deliller bazen olay yerinde, kişiler,
araç ve materyaller üzerinde bulunabildiği gibi bazen de su
ortamında da bulunabilmektedir. Bazı suçlar denizde işlenebildiği
gibi, karada işlenen suçlarda da silah, bıçak, kovan gibi deliller
bir çok nedenle su ortamına atılabilmektedir. Su ortamında bulunan
delillerin araştırılması, toplanması ve taşınması için su altı
dalgıçları gibi özel uzmanlık gerektiren personele ihtiyaç vardır.

Su içinde kalan deliller, kaldığı sürenin uzunluğuna bağlı olarak
delil özelliğini kaybettirecek bir takım fiziksel ve kimyasal
oluşumlar meydana gelmektedir. Bu nedenle kısa zamanda bulunması ve
sudan çıkarıldıktan sonra kriminal laboratuarlara gönderilene kadar
özel bir saklama ve taşımanın uygulanması gerekmektedir[55].

4.8. Toprak Delilleri

Toprak, günümüzde olay yeri inceleme çalışmalarında adli makamlara
sunulabilecek önemli bir delil kaynağıdır. Bir olayla ilgili elde
edilecek toprak, kişilerin ayakkabılarında, elbiselerinde, oto
lastiklerinde, mağdur veya taşıma araçları üzerinde bulunabilir.
Toprak delili, olay yerinin tespiti ile şüpheli ve eşya üzerinde
bulunması halinde olay-fail-mekan üçgeninin kurulmasına yardım eder.

Toprak delillerin birbirinden ayırt edilmesi ve ya
farklılandırılması için katkıda bulunan özellikler; toprağın çok
çeşitli oluşum süreci ve bunlara dahil olan ana materyaller, arazi
yapısı, iklim, oluşum zamanı, bitkisel ve mikrop türlerinin
farklılığı içerdiği mineraller, oksitler, organik maddeler,
mikroorganizmalar ile toprağın yoğunluğu ve partikül büyüklüğüdür.
Bu delillerinin değerlendirilmesinde en büyük sorun, kriminal veya
adli laboratuarlarda toprakla ilgili iyi yetişmiş elemanların
azlığıdır[56].

4.9. Sesli ve Görüntülü Deliller

Günümüzde bilişim, organize ve terör suçlarında sıkça rastlanılan
telefon, cep ve araç telefonlar, CD, disket, video-kaset gibi ses ve
görüntülü deliller olayın aydınlatılmasında çok önemlidir.
Belirtilen delilleri toplama ve değerlendirme işlemleri eğitimli ve
yeterli teknik donanıma sahip uzmanlar aracılığıyla hukukilik ve
bilimsellik içerisinde yapılması gerekir.

Her insanın karakteristik özelliklerini taşıyan parmak izi, DNA gibi
ses frekansları ve seslerinin özellikleri de farklı farklıdır.
Kişilerin daha önceden kayda geçirilmiş sesleri ile daha sonra bir
suç sırasında elde edilen seslerinin mukayesesi yolu ile kimlik
tespiti ve teşhisi işlemleri yapılabilmektedir. Ancak, ses
kayıtlarının teknik tahlili ve sonuçları tam ve güvenilir delil
mertebesine henüz erişmiş değildir. Fakat son zamanlarda,
yargılamada, sesle ilgili bilirkişi raporları başka delillerle de
desteklemesi durumunda, delil olarak kabul edilmektedir[57].

Ses ve görüntü kaydeden elektro-manyetik kayıtlar, teyp ve video
kasetleri, olayı aydınlatmada birer belgedir, her birisi birer keşif
konusudur.İçeriği hakkında yapılan incelemeler sonunda elde edilen
sonuç olayın lehinde ya da aleyhinde en önemli bir veridir, bir
delil kaynağıdır. Dolayısıyla filmler, video-kasetleri, teyp
bandları, bilgisayar CD ve disketleri gibi yeni belgeler içerikleri
bakımından bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde güvenirlikleri ortaya
konulunca yargılama hukukunda artık birer belge-delil niteliği
kazanacaklardır[58].

Kocaeli'nde 2002 yılında meydana gelen bir cinayet olayında, 2. Ağır
Ceza Mahkemesi, polisin gizli kamerayla kaydettiği itirafları delil
kabul ederek verdiği mahkumiyet kararının temyiz edilmesi üzerine,
Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, gizli kamerayla çekilen itirafların,
hukuka aykırı olduğunu belirtti. Sorgu sırasında yasak yöntemler
kullanılamayacağına dikkat çeken Yargıtay, özgür irade ile alınmayan
ifadelere ve hukuka aykırı delillere dayanılarak hüküm
verilemeyeceğini ve söz konusu ifadenin sanık rıza gösterse bile
delil olamayacağını belirtti[59].

4.10. Grafoloji ve Balistik Deliller

Günümüzdeki klasik suç tiplerinde, ateşli silahların kullanılması,
tehdit mektubu veya evrakta sahtekarlık gibi olaylarda belge, yazı
ve imza incelemeleri ile kovan, çekirdek, silah gibi materyallerin
incelenmesi için grafolojik ve balistik bulgulara sıklıkla
rastlanılmaktadır. Olay yerlerinde usulüne göre alınacak bu gibi
deliller, gerektiği şekilde fotoğraf, kamera, kroki ve tutanakla
tespit edilip, Laboratuara incelenmek üzere gönderilmektedir.

Olay yerlerinde bulunabilecek; uyuşturucu ve patlayıcı maddeler,
atış artıkları, boyalar ve mürekkepler, kumaş ve lifler, toksik
maddeler, kundaklama olaylarına ilişkin yangın artıkları, cam,
metal, toprak, plastik malzeme, yapıştırıcı gibi maddelerin
Laboratuarda adli kimyasal incelemeleri[60] yapıldığından bu gibi
delillerin uzmanlarca olay yerlerinden titizlikle toplanması gerekir.

4.11. Adli Entomolojik, Antropolojik ve Palinolojik Deliller

Gömülü cesetleri konu edinen bir çok olay, ya önceden bilgi sahibi
olmaksızın kazaen yada bir ihbar neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Böyle bir olayda olay yerinin incelenmesi için önceden bir plan
yapılarak zeminin incelenmesi, cesedin incelenmesi gibi konularda
gerekli uzmanlardan yararlanılmalıdır. Bunlar; Ceset üzerinde
hastalık ve yaralanmaların neden olduğu değişiklikleri teşhis edip,
açıklayan Adli Tıp Uzmanı ya da Patolog; Kalıntıların ve insanların
eski yaşayış ve davranışlarının ilmi çalışmalarını yapan, Adli
Arkeolog; İskelet kalıntılarını değerlendiren, insanların
orjinlerini, sınıflarını, bağlarını, fiziksel karakteristiklerini ve
kültürlerini araştıran, Adli Antropolog; Cesetlerin kimliklerini
dişlerinden ve diş izi delillerinden ayırt edebilen, Adli Ontolog;
Böceklerin hayatlarını ve yaşam siklusunu araştıran, Adli Entomolog;
Zehirler ve zehirlerin organ üzerindeki etkileriyle uğraşan, Adli
Toksikolog; Bitkilerin hayatıyla ilgilenen, Adli Botanist gibi
uzmanlardır[61].

Bir cinayet olayında fail, eğer çok acelesi yoksa, cesedi
bulunamayacak bir yere gömmeyi düşünebilir. Bu durumda gömülen yerin
bulunduğu arazide; toprağın yumuşaklığı, bitkilerin yerinden
bozulması, toprağın orijinal halinin değişmesi türünde kendine özgü
özellikleri oluşur[62].

Bir buçuk milyon türü ile en zengin canlı grubunu oluşturan
böcekler, derin denizler ve yüksek dağlar dışında her yerde ve çok
sayıda bulunurlar ve her türlü besinle beslenmelerinin yanısıra
insan bedeni de bazı böcekler için besin kaynağıdır. Adli Böcek
Bilimi, cesetler üzerinde beslenen böceklerin bıraktıkları
yumurtalar ile yaşam döngülerinden yararlanılarak ölümün ne kadar
süre önce meydana geldiğini kesin biçimde ortaya koyan bir çalışma
alanıdır. Ayrıca, ölüm olayının nerede, ne şekilde olduğu konusunda
da önemli bilgiler sunabilir[63].

Adli olayları aydınlatmada, kullanılan bir diğer delillendirme
yöntemi de polen ve sporlar gibi Palonolojik çalışmalardır.
Palinolojik bilgiler, davayı çözümlemede, suç mahallini aydınlatmada
veya olaylarla ilgili fikir vermede önemli rol oynamaktadır.

Suçludan, suç aletinden ya da mağdurdan alınan örnekte polenlere
rastlanılması olay yeri tespitinde ayırt edici veriler olarak rol
oynamaktadırlar. Saçlar, pamuklu ve yünlü giysiler, battaniye, hıl,
kürk gibi tüylü nesneler ve hava filtreleri polenlerin takılıp
kalabileceği uygun tuzaklardır. Bu nedenle polen analizi yapılacak
örneklerin bunlara benzer ortamlarda toplanması tercih edilmelidir.
Örneklerin toplanması, saklanması ve değerlendirilmesi bir palinolog
gözetiminde ya da bu konuda yetiştirilmiş uzman kişiler tarafından
yapılması gerekir[64].

4.12. Bilişim Suçlarında Delil Elde Edilmesi

Olay yeri inceleme uzmanlarının delil elde etme ve incelemede bilgi
eksikliğinin olabileceği alan olarak bilişim suçları olaylarını
söyleyebiliriz. Olay yerlerinde sağlıklı inceleme ve delil toplama
yapılabilmesi için, klasik yöntemlerle maddi ve somut delil elde
etme, fotoğraf ve kamera çekmenin yanında, bilişim ortamında delil
elde etme için de bilgi-işlem uzmanlarının bulunması gerekir.

Bilgisayar ortamında veya bilişim suçları ile ilgili olarak bu
sistem ve cihazlar üzerinde arama, kopyalama ve elkoyma ile ilgili
delillendirme sürecinde konu, Ceza Muhakemeleri Kanunu 134.
maddesinde düzenlenmiş ve hakim kararı ile bu işlemlerin
yapılabileceği belirtilmiştir.

Bilişim suçlarında delil niteliği teşkil eden bilgiler ise; yine
bilgisayar ortamında tutulmuş olan kayıtlardır. Elekronik ve
bilgisayar ortamındaki en önemli delil olan "dijital delil"in elde
edilmesinde, kullanılacak prosedürler ve teknik yöntemlerde amaç,
bilişim suçunun mevcut bulunduğu durumlarda fiziksel ve mantıksal
delilerin (Bilgisayar sistemleri, Internet ve Network ortamları ve
disk, cd, memory stick gibi sayılabilecek ortamlardaki veri veya
bilgiler) ortaya çıkarılmasıdır[65].

Bilgisayar Suçları teknik bir konu olduğu için, teknik olarak bu
suçların nasıl incelenip araştırılabileceği, dijital medyalardan,
Internet ve Network ortamlarından nasıl delillerin toplanması
gerektiği veya suçun nasıl takip edilip araştırılması gerektiği
bilinmeden bu tip suçların adalete intikal etmesi diğer suç
tiplerine göre daha zor ve oldukça emek isteyen bir durumdur.
Donanımsal inceleme ve güvenli delil elde edebilme amacıyla bir
laboratuara gerek vardır. Bu başta delilin korunması saklanması ve
incelenirken daha rahat incelenmesi için çok önemlidir[66].

Elektronik kayıtların delil sistemimiz içindeki yerinin tespiti
sorunu bulunmaktadır. Bilindiği gibi, medeni usul hukukumuzda
deliller kesin ve takdiri deliller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Kesin deliller; kesin hüküm, ikrar, senet ve yemindir. Takdiri
deliller ise tanık, keşif, bilirkişi ve özel hüküm sebepleridir. Bu
çerçevede, öncelikle elektronik kayıtların takdiri delil niteliği
bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekir[67].

Dijital delil, diğer suçlarda elde edilen delillerden farklı olarak,
daha çabuk zarar görüp, yok olabilir veya bir daha geri getirmesi
imkansızlaşan bir durum alabilmektedir. Dijital ortamlarda delil
toplamak daha komplekstir çünkü deliller; bir bilgisayarın
hardisk'inin dışında, RAM'ında, Network ortamında, çok büyük ve
karmaşık bir dünya olan Internet ortamında, çok farklı şekillerde ve
bazı durumlarda da şifreli bulunabilirler. Daha iyi delil
araştırması için teknik bilginin yanında bir çok yazılım, donanım,
gibi araçlara ihtiyaç duyulmaktadır[68].

Bilişim suçlarında yapılacak olay yeri inceleme ve delil toplama
işlemlerinde, yeterli araç-gereç ve ekipman ile bilgisayar ve bilgi-
işlem uzmanlarının da bulunmasının yanısıra, teknolojik suçların
uluslararası boyutu da göz önüne alınarak suç ve suçlularla
mücadelede Dünya Polis Teşkilatları arasında bilgi-belge paylaşımı
ile işbirliğinde bulunulması da büyük önem taşımaktadır.

V. EL KOYMA (EŞYANIN KORUNMASI, EMNİYET ALTINA ALINMASI)

1. Elkoymanın Amacı ve Niteliği

Olay yeri inceleme çalışmalarında bazı eşyaya el koymanın amacı,
adli elkoyma da diyebileceğimiz, suçun delili ve ispat araçları
olabileceği veya müsadereye tabi olduğu için geçici olarak devletin
muhafazası altına alınmasıdır. Elkoyma, bütün koruma tedbirleri gibi
geçicidir. Elkonulan eşya, yargılama sonunda ya müsadere edilir ya
da zilyedine iade edilir. Delil saklama son karara kadar devam eder,
son karardan sonra delil saklamanın bir faydası yoktur[69].

"Elkoyma" ile "koruma altına alma" kavramları birbirine yakın
kavramlardır. Bu işlemin uygulanmasından maksat, ceza yargılaması
amacıyla zilyedinin rızası dışında eşyaya elkonulmasıdır. Elkoyma
önlemi uygulanabilmesi için yargıç kararı gerekir (AY-20.21, CMUK-
127/1). Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının
yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini yapar[70]. Ceza
Muhakemeleri Kanunu da yapılan bu yeni düzenleme ile ev, eşya ve
işyeri arama ile eşyalara el koyma yetkisi kolluktan alınarak bunu
ancak sadece hakim kararı veya savcının izni ile yapılabilecektir.

2. Delil Olabilecek Eşyaya Elkoyma

Elkoyma konusu ile ilgili Ceza yargılaması Kanununda iki grup eşya
sayılmaktadır. İlki, olay yerinde bulunan veya olayla ilgili olarak
delil olmak üzere değerlendirme yapılacak bazı eşyaya elkonulması
amacıyla "soruşturma için ispat bakımından faydalı görülen eşya",
ikincisi ise, "müsadereye tabi eşya" olarak belirtilmektedir (CMUK-
123). Müsadereye tabi olan eşya, failin tutuklanma koşuluna bağlı
olarak suçta kullanılan ya da kullanılmak üzere hazırlanan ya da
suçun işlenmesinden meydana gelen eşyaya elkoyma[71] işlemi
yapıldıktan sonra, fail mahkum olduğunda bu eşya müsadere
edilecektir (TCK-54/1). Yine, yasada sayılmış olan bazı nesneler,
bir ceza mahkumiyeti olmamasına ve faile ait olmamasına rağmen,
elkoyma ve müsadereye konu olacaklardır. Bu nesneler, kullanılması,
yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması suç teşkil eden
nesnelerdir (TCK-54/4).

Yine, yasada sayılmış olan bazı nesneler, bir ceza mahkumiyeti
olmamasına ve faile ait olmamasına rağmen, elkoyma ve müsadereye
konu olacaklardır. Bu nesneler, kullanılması, taşınması,
bulundurulması ve satılması suç teşkil eden nesnelerdir (TCK-36/2).

Olay yerinde delil elde etme amacıyla yapılacak aramada delil
bulunduğunda bunun elde edilmesi elkoyma(CMUK-119/3) ile olacaktır
[72]. Delil olabilecek eşyaya el koyma tutucu bir koruma tedbiridir
[73]. Bu amaçla yapılan araştırma sonucu elde edilen delillere
elkonulabilir. Örneğin, envanter kayıtları, bilgisayar kayıtları,
uyuşturucu madde, üzerinde parmak izi olan eşya, suçta kullanılan
bıçak, tabanca gibi.

Arama yapılırken yürütülmekte olan tahkikatla alakası bulunmayan,
fakat başka bir suçun işlendiği şüphesini doğuran eşyaya
rastlanırsa, bu eşyayı geçici olarak elkonulur ve durum savcılığa
duyurulur (CMUK-100). Olay yeri olduğu gibi korunur, kolluğun ve
savcının teftişine, hakimin keşfine hazır tutulur. Suçta kullanılan
eşya muhafaza altına alınır veya el koyma işlemi yapılır. Elkoyma
işleminin konusunu teşkil eden eşyayı elinde bulunduran kişi
istenildiğinde, bunu göstermek ve teslim etmek mecburiyetindedir (MK-
87).

Elkonulan eşyanın nasıl saklanacağı ve gerektiğinde geri verileceği
konusunda yasada kural yoktur ancak "Suç Eşyası Yönetmeliği" nde bu
konu düzenlenmiştir. Buna göre kural nesnenin aynen saklanmasıdır.
Fakat, bozulacak ya da değer kaybedecek nesnelerin yargıç kararıyla
satılması ve nesnenin yerine elde edilen paranın geçirilmesi kabul
edilmiştir.

İlke olarak elkoyma yargılama sonuna dek sürecektir. Bu süre aslında
elkoymanın amacı ve niteliğine göre değişecektir. Delil olmak üzere
bir nesneye el konulmuşsa ve müsadereye de konu teşkil etmiyorsa,
yargılama sona ermeden önce buna gerek kalmadan da geri verilebilir
[74].

Yapılan işlemlerin, yapıldığını belgelemek için tespit edilen
şekilde yetkililerin bir tutanak düzenlemesi gerekir. Tutanak
tutulmasında belirli usuller bulunmaktadır. Araştırma, soruşturma ve
koruma işlemlerine ilişkin kolluk tarafından tutanaklar tutulur.
Kolluğun tanzim ettiği evraktan maksat, belgelerdir. Kolluğun
yaptığı araştırma işlemlerine ait tutanaklar ile araştırma
işlemlerini özetleyen fezleke vardır[75].

Basın hürriyetini yakından ilgilendirdiğinden delil elde etmek
amacıyla basılmış eserlerin hepsine değil bir kısmına elkonulabilir
[76].

Bir olayla ilgili araştırma ve soruşturma yapan kolluk güçleri,
yapmış oldukları kişilerin ve eşyanın korunmasına ilişkin işlemlerle
ilgili tanzim ettikleri evrakları hemen savcılığa göndermek
mecburiyetindedirler (CMUK-161/2).

VI. SONUÇ

Olay yeri inceleme işlemleri, başta Anayasa olmak üzere çeşitli
kanun, tüzük ve yönetmeliklerde delil elde etme amacıyla arama-el
koyma veya araştırma faaliyetleri şeklinde düzenlenmiştir. Bu
düzenlemelerde, olay yeri inceleme ve delil elde etme işlemlerinde
hakim, savcı ve kolluk güçlerinin yetkileri bulunmaktadır.

Olay yeri inceleme işlemleri, Ceza yargılamasında gerekli olan ispat
vasıtalarının elde edilmesi için yapılır. Maddi gerçeğin
araştırılması, yargılamanın makul süre içerisinde bitirilmesi gibi
adil yargılanma ilkesine göre soruşturmanın etkin ve eksiksiz
yapılmasında, olay yeri inceleme süreci büyük önem taşır.

Olay yerlerinde, gerekli teknik ve bilimsel araştırma ve
incelemelerin yapılması, delil elde etme, toplama ve
değerlendirilmesi görevlerinde, işlem zincirinin tespit edilmesi,
hakim, savcı ve kolluk güçlerinin pozisyon ve hangi işlem sırasını
takip edecekleri konularında mevzuat ve uygulamada bazı sıkıntılar
bulunmaktadır.

Olay yeri inceleme işlemleri, polisin adli görevleri içinde yer
alır. Bu nedenle adli olaylarda savcının emri olmadan olay yeri
incelemesine başlanmamalı, gecikmesinde sakıncalı durumlarda yapılan
inceleme ve neticeleri Cumhuriyet savcısına derhal bildirilmelidir.

Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller ise, AY, CMUK ve ilgili
yasal düzenlemeler de hükme esas alınamayacağı gibi, yapanlar
hakkında da çeşitli cezai hükümler getirilmiştir.

Olay yeri incelemede, maddi suç delillerinin toplanması, incelenmesi
ve değerlendirilmesinin hukuksal açıdan bir değer taşıyabilmesi için
gerekli olan ön şartın, arama ve elkoyma ile ilgili teknik ve hukuki
prosedürlere uyulmasıdır. Olay yerinin zamanında ve en geniş
sınırları ile korunması halinde, adli makamlara sunulacak delillerin
usulüne göre alınması sağlanabilecektir.

Sonuç olarak, olay yeri inceleme çalışmaları belli bir disiplinde,
bilimsellik ve hukukilik içerisinde yapılması gerekir. Meydana gelen
olayın şekli, türü ve mekanına göre bir çok fiziksel-kimyasal ve
biyolojik delil bulunabilmektedir. Bu delillerin usulüne göre
araştırılıp elde edilmesi için, olayın ve delilin özelliğine göre
biyolog, kimyager, yangın uzmanı, adlı tıp uzmanı, DVI timleri, Adli
patolog, entomolog, ontolog gibi konunun uzmanlarınca yapılması
sağlanmalıdır. Bu yapılanmanın sağlanması halinde, çağımız bilimsel
polisinin ülkemizde oluşma sürecine önemli katkı sağlayacaktır.

ERZURUM- Aralık 2004

KAYNAKLAR

AKKAPLAN, Sedef; "Yangın ve Kundakçılık", İpucu Dergisi, EGM Asayiş
Daire Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s. 42.

ALAKOÇ, Yeşim Doğan- HANCI, İ.Hamit- KAYABAŞI, Öcal; "Kadavra Köpeği
(K-9) ve Eğitim Süreci", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı
Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s. 31 vd.

BAL, Ersin; "Gizli Kameralı İtiraf Delil Değil", AKŞAM Gazetesi,
17.05.2004.

BIÇAK, Vahit; "Sağlam delil, iyi karar", http://www.radikal. com.
tr /2000/12/26/yorum/01sag. shtml, 1.1.2004

BIÇAK, Vahit;"İnsan Hakları İhlallerinde Yönelimler",Http://www.
Bilkent.Edu.Tr/~Vahit/Ar6.Htm, 2.1.2004.

Bulgu; Mahkemeye sunulacak ve henüz kesinlik kazanmamış maddi
olgulardır. İz ise; Kişilerin veya cisimlerin teması sonucu oluşan
her türlü kalıntıdır.

CENGİZ, Salih / KARACA, Ali Cengiz; "Adli Laboratuar ve Toprak
Analizi", , İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayını, Kasım
2002, Sayı 1, s. 7,8.

CEYLAN, Tahsin; "Su Ortamı İle İlgili Kriminal Değerlendirme", İpucu
Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Kasım 2002, S.1,
s.12.

ÇAĞLAYAN, M. Muhtar; "Suçun Subüt Delillerinden Olmak Üzere Bir
Eşyanın Zaptı ve Basılmış Eserlerin Toplatılması İşlemi", AD, Y.62,
Ekim 1971, S.10, s.647; Erem, s.483.

Daha fazla bilgi bkz. Kunter-Yenisey, s. 533 ve dvm.; Yurtcan, s. 46
vd.; ŞAFAK, Ali - BIÇAK, Vahit-ŞAFAK, A.Şükrü; Güvenlik Kuvvetleri
ve Polis Mevzuatı, 5. Baskı, Ankara-1999, s. 16,17.

Daha fazla bilgi için bkz. Kunter-Yenisey, s. 564 vd; ÖZBEK, Veli
Özer: Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbiri Olarak Arama, Seçkin
Yayınevi, Ankara 1999, s. 55.; Şafak-Bıçak-Şafak, s. 17,18.

DOĞAN, Cahit- BURSALI, Burcu- ÖZMEN, Edibe- KIZILPINAR,
İlginç; "Biyokriminal Palinoloji", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire
Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s.17.

Ekizer, a.g.m., http://www. ekizer. net/contents.php?cid=13, 24. 3.
2004

EKİZER, A.Hakan; "Bilgisayar Suçlarında Delil İnceleme",
http://www.ekizer.net/contents.php?cid=13, 24.3.2004

"Elektronik İmza", http://www.
sehaselek.netfirms.com/sayisalimza.htm, 24.3.2004

EREM, Faruk: Diyalektik Açısından Ceza Yargılaması Hukuku, 6.Baskı,
Ankara 1986, s. 347-434;

EREM, Faruk: Diyalektik Açısından Ceza Yargılaması Hukuku, 6.Baskı,
Ankara 1986, s. 347-434;

ERYILMAZ, M. Bedri: Türk ve İngiliz Hukukunda ve Uygulamasında
Durdurma ve Arama, Seçkin Yayınevi, Ankara 2003, s. 35.

GÖK, Şemsi; Adli Tıbbın Ceza Yargılamasındaki Önemi, Ceza Hukuku El
Kitabı, 1989, s. 397.

GÜNDÜZ, Yunus- BOZBIYIK, Arif- HANCI, İ.Hamit; "Gömülmüş Ceset
Olayları", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları,
Ocak 2004, Sayı 2, s. 47, 48.

İŞCAN, Yaşar Mehmet; "Olay Yerine Arkeolojik Yaklaşım", İpucu
Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2,
s. 17.

KAYGISIZ, Mustafa-ARSLAN, Tamer Azam- BAYKAL, Ali- BAYER, Metin;
Olay Yeri İnceleme Hizmetiçi Eğitim Kaynak Kitabı, EGM Eğitim Daire
Başkanlığı Eğitim Serisi:24, 2002, s. 135, 136.

KAYGUSUZ, Ziyaettin: "Olay Yeri Koruma Şeridi", Adli Bilimler
Dergisi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Seçkin Yayıncılık,
Aralık -2002, Cilt 1, Sayı 2, s. 17.

KAYGUSUZ, Ziyaettin; "Bireysel Tanımlayıcı İzlerin Özellikleri ve
Suçu Aydınlatmadaki Önemi", EGM Polis Dergisi, 2002, Sayı 30, s. 146.

KAYGUSUZ, Ziyaettin; "Olay Yerindeki Sessiz Tanıkların Bilimsel
Olarak Konuşturulması", Çağın Polisi Dergisi, Aralık-2002, Sayı 12,
s. 36.

KUNTER, Nurullah-YENİSEY, Feridun; Ceza Muhakemesi Hukuku, I, II
Cilt, 12.Bası, Beta Y.2003, s. 625.

Kunter-Yenisey, s. 379, s.383, s. 472, s.473, s.531, s.533, s.534,
s. 545, s. 564-586s. 600, s. 628, s. 629, s. 630,

Kunter-Yenisey, s. 383. s. 472,473. s. 531. s. 533, s. 534

Kunter-Yenisey, s. 564-586.

Kunter-Yenisey, s. 631, Detay için bkz. EGM Parmakizi Teknik Hizmet
Yönetmeliği-1986, m.33 dv.

Kunter-Yenisey, s. 753. s. 756. s. 793.

YENİSEY, Feridun; Hazırlık Soruşturması ve Polis, 3.Baskı, Beta Yyn.
1993, s.150.; Özbek, s. 56.

Kunter-Yenisey, s. 793., s. 796. s. 812. s. 813. s. 840. s.23, 24.

Kunter-Yenisey,. s. 545. s. 600. s. 628. s. 629. s. 630. s. 769;

Olay yerinin korunması öncelikle "Olay Yeri Koruma Şeridi" ile
yapılır. Kapalı alan ise kapılar kilitlenmelidir.

Özbek, s. 22. s. 31. s. 32 s. 53;. s. 57.

ÖZTÜRK, Bahri; "Ses ve/veya Görüntü Kaydeden Araçlarla Yapılan
Tespitlerin Ceza Muhakemesi Hukukundaki Değeri", Prof. Dr. Seyfullah
EDİS'e Armağan, İzmir 2000, s. 219;

ÖZTÜRK, Bahri; Hazırlık Soruşturması, Ceza Hukuku El Kitabı, 1.
Bası, Beta Y. İst-1989, s.372.

ÖZTÜRK/ERDEM/ÖZBEK: Ceza Muhakemesi Hukuku, İzmir 1999, s. 398.

SARIGÜL, Ali Tanju: "Ceza Muhakemesi Hukukunda Bir Koruma Tedbiri
Olarak Arama", AAD, Y.30, S.113, Ocak 2002, s. 71;

SELÇUK, Sami; "Kanıtların Toplanmasında Yasallık, Dürüstlük ve Total
Ceza Adaleti", YD. Ocak 1987, C.3, S.2. s. 87.

SERT, Osman; "Adli Böcek Bilimi Nedir?", İpucu Dergisi, EGM Asayiş
Daire Başkanlığı Yayınları, Temmuz 2002, Sayı 1, s.18.

SEVEN, Ertan; "Adli Kimya ve Adli Kimyasal İncelemeler", Çağın
Polisi Dergisi, 2002, S.12. s.38,39.

Şafak-Bıçak-Şafak, s. 17. s. 27,s. 28

TEZCAN, Durmuş; "Fransız Hukukunda Vücutta Arama ve Türk Hukukunda
Durum", Prof. Dr. Seyfullah EDİS'e Armağan, İzmir 2000, s. 211.

TOROSLU, Nevzat: Ceza Muhakemesi Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara
2003,s.160-191;

Uygulamada, soruşturma birimince hazırlanan tahkikat evrakı, ek suç
sicili, kimlik doğrulanması gibi tetkik ve tescil işlemleri,
adliyeye çıkartılmadan önce Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit
Şubelerinde yapılmaktadır.

Yenisey, Hazırlık..., s. 69.

Yurtcan s.259-291, s. 291.;

YURTCAN, Erdener; Ceza Yargılaması Hukuku, 6. Baskı, Alfa Yayınları,
1996, s. 46.

Yurtcan, s. 49. s. 59.

Yurtcan, s.259-291; s. 289

Yurtcan,. s. 388. s. 404. s. 405.





---------------------------------------------------------------------
-----------

*Emniyet Amiri, Erzurum Emniyet Müdürlüğü, Olay Yeri İnceleme ve
Kimlik Tespit Şube Müdür V.,A.Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi, Kamu
Hukuku Yüksek Lisans Öğrencisi, E-Mail zkaygusuz@hotmail.com.

[1] BIÇAK, Vahit;"İnsan Hakları İhlallerinde
Yönelimler",Http://www.Bilkent. Edu.Tr/~Vahit/Ar6.Htm,2.1.2004.

[2] KUNTER, Nurullah-YENİSEY, Feridun; Ceza Muhakemesi Hukuku, I, II
Cilt, 12.Bası, Beta Y.2003, s. 625.

[3] Olay yerinin korunması öncelikle "Olay Yeri Koruma Şeridi" ile
yapılır. Kapalı alan ise kapılar kilitlenmelidir.

[4] KAYGUSUZ, Ziyaettin: "Olay Yeri Koruma Şeridi", Adli Bilimler
Dergisi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Seçkin Yayıncılık,
Aralık -2002, Cilt 1, Sayı 2, s. 17.

[5] YURTCAN, Erdener; Ceza Yargılaması Hukuku, 6. Baskı, Alfa
Yayınları, 1996, s. 46.

[6] Kunter-Yenisey, s. 531.

[7] Kunter-Yenisey, s. 840.

[8] ÖZTÜRK, Bahri; "Ses ve/veya Görüntü Kaydeden Araçlarla Yapılan
Tespitlerin Ceza Muhakemesi Hukukundaki Değeri", Prof.Dr.Seyfullah
EDİS'e Armağan, İzmir 2000, s. 219; TOROSLU, Nevzat: Ceza Muhakemesi
Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara 2003,s.160-191; Yurtcan, s.259-291;
EREM, Faruk: Diyalektik Açısından Ceza Yargılaması Hukuku, 6.Baskı,
Ankara 1986, s. 347-434; Kunter-Yenisey, s. 564-586.

[9] Daha fazla bilgi bkz. Kunter-Yenisey, s. 533 ve dvm.; Yurtcan,
s. 46 vd.; ŞAFAK, Ali - BIÇAK, Vahit-ŞAFAK, A.Şükrü; Güvenlik
Kuvvetleri ve Polis Mevzuatı, 5. Baskı, Ankara-1999, s. 16,17.

[10] Kunter-Yenisey, s. 533, 534.

[11] Şafak-Bıçak-Şafak, s. 17.

[12] Kunter-Yenisey, s. 545.

[13] Daha fazla bilgi için bkz. Kunter-Yenisey, s. 564 vd; ÖZBEK,
Veli Özer: Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbiri Olarak Arama,
Seçkin Yayınevi, Ankara 1999, s. 55.; Şafak-Bıçak-Şafak, s. 17,18.

[14] Bulgu; Mahkemeye sunulacak ve henüz kesinlik kazanmamış maddi
olgulardır. İz ise;Kişilerin veya cisimlerin teması sonucu oluşan
her türlü kalıntıdır.

[15] Yurtcan, s. 289.

[16] Kunter-Yenisey, s. 812.

[17] BIÇAK, Vahit; "Sağlam delil, iyi karar",
http://www.radikal.com.tr/2000/12/ 26/yorum/01sag.shtml, 1.1.2004

[18] SELÇUK, Sami; "Kanıtların Toplanmasında Yasallık, Dürüstlük ve
Total Ceza Adaleti", YD. Ocak 1987, C.3, S.2. s. 87.

[19] Özbek, s. 31.

[20] ÖZTÜRK, Bahri; Hazırlık Soruşturması, Ceza Hukuku El Kitabı, 1.
Bası, Beta Y. İst-1989, s.372.

[21] Özbek, s. 32.

[22] Kunter-Yenisey, s.23, 24.

[23] Yurtcan, s. 59.

[24] Yurtcan, s. 59.

[25] Yenisey, Hazırlık..., s. 69.

[26] Kunter-Yenisey, s. 379.

[27] Kunter-Yenisey, s. 383.

[28] KAYGUSUZ, Ziyaettin; "Olay Yerindeki Sessiz Tanıkların Bilimsel
Olarak Konuşturulması", Çağın Polisi Dergisi, Aralık-2002, Sayı 12,
s. 36.

[29] Kunter-Yenisey, s. 379.

[30] Kunter-Yenisey, s. 628.

[31] Yurtcan, s. 49.

[32] Kunter-Yenisey, s. 629.

[33] Kunter-Yenisey, s. 813.

[34] Kunter-Yenisey, s. 630.

[35] Kunter-Yenisey, s. 630.

[36] Kunter-Yenisey, s. 630.

[37] Kunter-Yenisey, s. 753.

[38] Uygulamada, soruşturma birimince hazırlanan tahkikat evrakı, ek
suç sicili, kimlik doğrulanması gibi tetkik ve tescil işlemleri,
adliyeye çıkartılmadan önce Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit
Şubelerinde yapılmaktadır.

[39] Kunter-Yenisey, s. 756.

[40] GÖK, Şemsi; Adli Tıbbın Ceza Yargılamasındaki Önemi, Ceza
Hukuku El Kitabı, 1989, s. 397.

[41] Kunter-Yenisey, s. 630.

[42] Yurtcan, s. 405.

[43] Özbek, s. 22 vd.

[44] Kunter-Yenisey; s. 769; Özbek, s. 53; SARIGÜL, Ali Tanju: "Ceza
Muhakemesi Hukukunda Bir Koruma Tedbiri Olarak Arama", AAD, Y.30,
S.113, Ocak 2002, s. 71; ERYILMAZ, M. Bedri: Türk ve İngiliz
Hukukunda ve Uygulamasında Durdurma ve Arama, Seçkin Yayınevi,
Ankara 2003, s. 35.

[45]ALAKOÇ, Yeşim Doğan- HANCI, İ.Hamit- KAYABAŞI, Öcal; "Kadavra
Köpeği (K-9) ve Eğitim Süreci", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire
Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s. 31 vd.

[46] ÖZTÜRK/ERDEM/ÖZBEK: Ceza Muhakemesi Hukuku, İzmir 1999, s. 398.

[47] Kunter-Yenisey, s. 600.

[48] Kunter-Yenisey, s. 631, Detay için bkz. EGM Parmakizi Teknik
Hizmet Yönetmeliği-1986, m.33 dv.

[49] Yurtcan s. 291.

[50] ÇAĞLAYAN, M. Muhtar; "Suçun Subüt Delillerinden Olmak Üzere Bir
Eşyanın Zaptı ve Basılmış Eserlerin Toplatılması İşlemi", AD, Y.62,
Ekim 1971, S.10, s.647; Erem, s.483.

[51] TEZCAN, Durmuş; "Fransız Hukukunda Vücutta Arama ve Türk
Hukukunda Durum", Prof.Dr.Seyfullah EDİS'e Armağan, İzmir 2000, s.
211.

[52] KAYGUSUZ, Ziyaettin; "Bireysel Tanımlayıcı İzlerin Özellikleri
ve Suçu Aydınlatmadaki Önemi", EGM Polis Dergisi, 2002, Sayı 30, s.
146.

[53] KAYGISIZ, Mustafa-ARSLAN, Tamer Azam- BAYKAL, Ali- BAYER,
Metin; Olay Yeri İnceleme Hizmetiçi Eğitim Kaynak Kitabı, EGM Eğitim
Daire Başkanlığı Eğitim Serisi:24, 2002, s. 135, 136.

[54] AKKAPLAN, Sedef; "Yangın ve Kundakçılık", İpucu Dergisi, EGM
Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s. 42.

[55] CEYLAN, Tahsin; "Su Ortamı İle İlgili Kriminal Değerlendirme",
İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Kasım 2002,
S.1, s.12.

[56] CENGİZ, Salih / KARACA, Ali Cengiz; "Adli Laboratuar ve Toprak
Analizi", , İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayını, Kasım
2002, Sayı 1, s. 7,8.

[57] Şafak-Bıçak-Şafek, s. 27.

[58] Şafak-Bıçak-Şafek, s. 28.

[59] BAL, Ersin; "Gizli Kameralı İtiraf Delil Değil", AKŞAM
Gazetesi, 17.05.2004.

[60] SEVEN, Ertan; "Adli Kimya ve Adli Kimyasal İncelemeler", Çağın
Polisi Dergisi, 2002, S.12. s.38,39.

[61] GÜNDÜZ, Yunus- BOZBIYIK, Arif- HANCI, İ.Hamit; "Gömülmüş Ceset
Olayları", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları,
Ocak 2004, Sayı 2, s. 47, 48.

[62] İŞCAN, Yaşar Mehmet; "Olay Yerine Arkeolojik Yaklaşım", İpucu
Dergisi, EGM Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2,
s. 17.

[63] SERT, Osman; "Adli Böcek Bilimi Nedir?", İpucu Dergisi, EGM
Asayiş Daire Başkanlığı Yayınları, Temmuz 2002, Sayı 1, s.18.

[64] DOĞAN, Cahit- BURSALI, Burcu- ÖZMEN, Edibe- KIZILPINAR,
İlginç; "Biyokriminal Palinoloji", İpucu Dergisi, EGM Asayiş Daire
Başkanlığı Yayınları, Ocak 2004, Sayı 2, s.17.

[65] "Elektronik İmza", http://www.
sehaselek.netfirms.com/sayisalimza.htm, 24.3.2004

[66] EKİZER, A.Hakan; "Bilgisayar Suçlarında Delil İnceleme",
http://www.ekizer. net/contents.php?cid=13, 24.3.2004

[67] "Elektronik İmza", http://www.
sehaselek.netfirms.com/sayisalimza.htm, 24.3.2004

[68] Ekizer, a.g.m., http://www.ekizer.net/ contents.php?cid=13,
24.3.2004

[69] Kunter-Yenisey, s. 793., YENİSEY, Feridun; Hazırlık
Soruşturması ve Polis, 3.Baskı, Beta Yyn. 1993, s.150.; Özbek, s. 56.

[70] Yurtcan, s. 388.

[71] Yurtcan, s. 388.

[72] Özbek, s. 57.

[73] Kunter-Yenisey, s. 793.

[74] Yurtcan, s. 404.

[75] Kunter-Yenisey, s. 472,473.

[76] Kunter-Yenisey, s. 796.

No comments: